İnsanlar, tıpkı ağaçlar gibi, gelişebilmek için elverişli toprağa ve baskıdan olabildiğince
azade bir ortama ihtiyaç duyar.
Siyasi kurumlar bu koşulların oluşmasına yardımcı olabileceği gibi engel de olabilir.
"Sarsılmaz bir güven, başlı başına, ona sahip olanlarda her türlü zihinsel gelişmeyi yıkmak için yeterlidir. Sarsılmaz güven, büyük zihinsel güçle neredeyse değişmez şekilde bağlantılı olan köşeli ve münasebetsiz davranışların küçümsenmesiyle birleşince, onunla temas kuran herkes için bir yıkım kaynağı haline gelir."
"Öğretmenlerin banka memurları kadar çalışmasının gayet normal olduğunu düşünürler. Sonuç, aşırı bir yorgunluk ve gerilen sinirler, günün görevlerinin mekanik şekilde icra edilmesinin kaçınılmaz hale gelmesidir. Fakat öğretmenlerin görevlerini mekanik şekilde icra etmeleri ancak itaat talep etmeleriyle mümkün olabilir."
Düşünce, baltalayıcı ve devrimcidir, yıkıcı ve korkunçtur; düşünce, ayrıcalığa, yerleşik geleneklere ve huzur verici alışkanlıklara karşı acımasızdır; düşünce, anarşik ve kanunsuzdur, otoriteyi umursamaz, çağlar boyu denenmiş bilgeliğe aldırmaz.
"...aslında en fazla eğitim görmüş olanlar çoğunlukla, zihinsel ve ruhsal yaşamları dumura uğramış, dürtüleri körelmiş ve yaşayan düşüncenin yerine sadece belirli mekanik beceriler edinmiş olanlardır."