Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tramvaylı Günler ve Eski Tangolar

Nedim Erağan

Tramvaylı Günler ve Eski Tangolar Sözleri ve Alıntıları

Tramvaylı Günler ve Eski Tangolar sözleri ve alıntılarını, Tramvaylı Günler ve Eski Tangolar kitap alıntılarını, Tramvaylı Günler ve Eski Tangolar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ne demişler; 《İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar."》
Sayfa 142Kitabı okudu
bir sonbahar
Sonbahar edebiyatımızda, müziğimizde, resmimizde hep hüzünü, bitişi, yavaş yavaş yok oluşu anımsatan bir mevsim olarak anlatılmıştır. Oysa, sonbahar bir yeniden varoluşun simgesidir. Sonbahar olmasa baharda doğanın canlanışı, yeniden hayata dönüşü olur muydu? Çirkin olmasa, güzeli nasıl anlar nasıl tanımlardık. Siyah olmasa beyazın ne değeri kalırdı. Kötü olmasa, iyiyi nasıl bulurduk.
Sayfa 137Kitabı okudu
Reklam
Geçmişte yaşanmış günleri, sevdiğiniz bir müzikten sevdiğiniz bir sesten başka hiçbir şey geri getiremez. Çünkü müzikte ve eski bir plakta yaşayan sesler en canlı, en taze anılardır. Sizi alır, zaman tünelinden geçirir, o günlerin içine bırakivenir
Sayfa 130Kitabı okudu
Bugün hepsini hasretle anıyorum. Ama geriye bakıyorum, kimse ve hiçbir şey kalmamış. Tıpkı İstanbul'un tramvayları gibi.
Eski İstanbul nerede? Edep, hâyâ nerede?
Eski tramvay,《 Peki, bunca yıl sonra nasıl buldun İstanbul'u, Beyoğlu'nu?》 Yenilenmiş tramvay, Orasını hiç sorma kardeşim. Şaşırdım kaldım bunca yıl sonra, başka bir kent olmuş İstanbul, nasıl de ğişmiş bu kadar zamanda? Bilemedim. Bizler ki, İstanbul'un her semtini bilir tanırdık. Bu güzel kenti bir boydan bir boya ge zerdik. Fakiri fakir ama efendiydi, terbiyeliydi. Zengini de gün görmüş insandı. Aralarında zibidileri de olurdu, ama bunlar azınlıktaydı. Eskiden özel otomobilde gördüğün yüzler güzel ve temizdi. Şimdi bakıyorum, çok lüks ve pahalı otomobillere, bir aydınlık, güzel yüz göremiyorum içinde. Yolda yürüyen insanların saygısı kalmamış, durmadan birbirlerine çarpıp duruyorlar Hani insanlar birbirine yol verirlerdi eskiden, bilirdi ki o yolda herkesin yürüme hakkı var ve kimse kimsenin bu hakkına saygısızlık etmezdi. O kadar zavallı tipler görüyorum ki benim yolumdan çekilmeyi bile akıl edemiyorlar, bilmiyorlar ki ben ray üstünde gidiyorum, direksiyonlu bir araç değilim. Bu kadar cahi mi, yoksa bu kadar saygısız mı bu insanlar?...
Reklam
Hani, bir televizyon röportajı yapmışlardı geçen yıl, sokaktaki insanlara sormuşlardı. Rica ederim, lütfen ne demektir diye de, çoğunluk 'herhalde İyi bir şey' cevabını vermişti. Gerisini sen anla artık. Denizlerimizde neslini tükettiğimiz balıklar gibi bunlar da tükettiklerimizden bazıları. Bizler de dayanacağız dayandığımız kadar, ama nereye kadar, onu Tanrı bilir.
Bir ülke kültürünün nasıl yok olduğunu ve kalite'nin nasıl düştüğünü, okumuşluğun yerini nasıl cehalet'e bıraktığını görürüm bu yollarda.
Çünkü karşılıklı saygı vardı; bunun da yolu terbiye'den ve görgü'den geçerdi. Herkes birbirine 'siz' derdi.
Şimdi ne o eski lodoslar var, ne de o eski yalılar ve insanlar. Birer birer göçüp gittiler. İstanbul onlarla güzeldi, Adalar ve hele Burgaz onlarla güzeldi. Şimdi oralarda emlakçılar sizi iskeleden karşılıyorlar. Beton yığını apartmanları gösteriyorlar. Kat kat. duvar duvar, yeşillikten, yaşamaktan yoksun. Ama yaşıyorlar orada da, tıka basa doyuruyorlar karınlarını; aksırıncaya, tıksırıncaya kadar. Uyuyorlar, kalkıyorlar, akşam olunca gene uyuyorlar. Sorsanız «Ne var çevrende, anlatsana» deseniz, bön bön bakarlar ve susarlar.
Sayfa 141Kitabı okudu
32 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.