Yol İyesi Kitaplığı

Tuna'dan Batı'ya

İsmail Habib Sevük

Tuna'dan Batı'ya Quotes

You can find Tuna'dan Batı'ya quotes, Tuna'dan Batı'ya book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Avrupa, Frenkler ve Türkler
Biz Avrupa'yı Fransa'dan tanıdık ve Avrupa bizi Fransızca'dan öğrendi. Fransız Frank'tan, Frenk Fransız'dan gelir ve biz hala ecnebilerin hepsine Frenk deriz. Batının en ötesindeki Paris bizim için en berisindedir. Biz her garplıyı Frenk bildiğimiz gibi Avrupa'da her şarklıyı Türk bilir.
Sayfa 139 - Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
Bükreş'te maziden kalma çok kıymetli bir eser!
Bütün Romanya'da 150 bin insan kuvveti taşıyan ölmez bir abidemiz var: Gagavuzlar. Bunlar Hristiyan Türklerdir, kiliseye gitmişler fakat dillerini bırakmamışlar; bütün Hristiyan alemi onları eritmeye çalışmış, onlar uzun asırları aşarak, Türk kalmışlar; toprak üstünde bina ve abide nedir; insanoğlunun eseri: Yüz elli bin Gagavuz, bu, eserler üstünde bir eser.
Sayfa 19 - Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Pompei
Açık kalmış ağzında karşılıklı iki diş: Belli, bağırmak isteyip bağıramadan gitmiş. Tencerede pişirilen bir tavşan, kemiklerinin iskeletiyle durmaktadır: Avladılar, kaynattılar, fakat yiyemediler. Dilim dilim çizgili bir tepsi çürüği, henüz fırına konmamış: Onu sonra yirmi asır pişirdi!
Sayfa 202 - Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
Sevindirme yoksa seviniş de yok
Tekin tasası da kendinin sevinci de; eğlence kalabalığındır. Tekler değil hepler gülecek.
Sayfa 167 - Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
TÜRKLER
Övünmek için biz söylemiyoruz; hakikat için onların kitapları söylüyor: Hiçbir millet, bu dünyayı Türk kadar çalkalamadı.
Karadeniz
Karadeniz'deyiz: "İsimle müsemma-anlamı arasında mutabakat aranmaz" derler. Eğer aransaydı iğneye diken, dikene batan demek lazım gelirdi. Bunu bilmeme rağmen yirmi yıl önce Karadeniz'e ilk defa çıkıp da masmavi bir su görünce "bunun neresi kara?" demiştim. Sonra kitaplardan öğrendim ki ona Karadeniz denmesinin sebebi bulutlarının çokluğundanmış. Adını kendinden değil yukarıdan alan bir deniz.
Sayfa 4 - Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yarımların tamam olması
Ne deniz tek başına güzel, ne kara. Uzun uzun denize çıkın, karayı özlersiniz, uzun uzun karada kalın denize hasret çektiniz. Tabiatın asıl güzelliği de denizle karanın birleşmesinde: Yarımlar o zaman tamam oluyor.
Sayfa 31 - Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
Budin'in düşüşü.
Son gün, seksenini geçkin kumandan Abdi Paşa elinde kılıç, yirmisini yeni geçen bir dinç, süt gibi bir sakalla çelik gibi bir bilek. Son kapıda son cenk; hepsi şehit, seksenlik sakal yakuta batmış nur gib: Düşman girdi, kale düştü; fakat biz vermedik, verildiğini gören yoktur.
Sayfa 75 - Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
Cennet kimin işi!
Nis'e gidiyoruz. Marsilya'dan İtalyan hududuna kadar "Lacivert kıyı" Binbir renkle işlenmiş bir ipekli gibi; kıvrım kıvrım, dalga dalga; şurada denizi itip orada denize itilerek, çiçek kokuları ve ışık cümbüşleri içinde uzayıp gidişi... İnandım; cenneti Tanrı'dan önce insan yapıyormuş.
Sayfa 187 - Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
Falih Rıfkı'nın bir sözü aklıma geldi.
Selvi ölümüzün, söğüt deremizin ve çınar meydanımızın ağacıdır. Nis'te bu çınarlı çarşıyı gezerken kendimi kendimizde sandım. Çarşıda ayağına ipekli pijama pantolonunu geçirerek, plaj mayosuyla gezen kadınlar gördük. Nis için şöyle bir darbımesel söylenirmiş: "Göğü kuşsuz, denizi bulutsuz ve kadını donsuz"
Sayfa 188 - Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
55 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.