Türbanın Yeniden İcadı

Cihan Aktaş

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İnsan bir cinsle, bir kimlikle dünyaya geliyordu ama kendi çabasıyla kimliğini geliştirme yükümlülüğüyle değer kazanıyordu.
Çünkü, bir Müslüman şerefsiz bir hayata şerefli bir mücadeleyi tercih konusunda şüphe göstermez. ( Bu cümle 1989 yazında bazı İslami gazete, dergi ve yayınevleri tarafından " İnandığımız Gibi Yaşamak İstiyoruz" başlığıyla ortak yayınlanan bildiriden alınmıştır.) Müslüman olmak Türkiye' de o zamanlar öz vatanda garip kalmaktı çünkü.
Reklam
"Halk batılılar gibi giyinsin de hiç olmazsa ülkenin manzarası Batılı ülkelerinkine benzesin, bilimsel alanda olamasa da görünüş itibariyle Batılılara benzeyelim." İşte bu yasakçı mantık açısından, başını açan bir insan, çağ dışılıktan, çağdaşlığa bir anda terfi edebilirdi.
Türk- Amerikan Derneği Başkanı, başörtüsü yasağını şu sözlerle savunmaktaydı: Kızların başörtülerini çıkartarak okullarda okumaları, zamanla, kendilerinde düşünce değişikliği meydana getirecektir. Hani bir söz vardır: " İnandığı gibi yaşamayanlar zamanla yaşadığı gibi inanmaya başlarlar." 4 yıl boyunca başarı açık olarak okurlarsa belki de bir daha kapatmak isteyeceklerdir. Başörtüsü inancımızın gerekliliğidir ki zamanında bu tarz yaptırımları uygulayanlar yasaklara rağmen başörtülü kadın sayısındaki artış karşısında hayretler içerisinde kalmışlardır. "Allah elbette nurunu tamamlayacaktır. "
Başörtüsü serbestliği için yasa tasarısından söz edildiği dönemlerde SHP' liler her türlü özgürlükten yana olduklarını ama bu özgürlük anlayışlarının insanların başlarını örtmeleri anlamına gelmediğini söylüyorlardı. Referandum yönündeki talepler ise, kimi " bilim adamları " tarafından " milleti ikiye böleceği" endişesiyle tehlikeli bulunuyordu. Referandumda başlarını örtmeye pek çok kadının bile başörtüsü örtme yönünde oy kullanacağı, böylece ezici bir çoğunlukla halkın üniversitelerde başörtüsünün serbest bırakılmasına taraf olacağı yaygın bir kanıydı.
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.