1980 Sonrası Örneği

Türk Aydınının Din Anlayışı

Necdet Subaşı

Türk Aydınının Din Anlayışı Quotes

You can find Türk Aydınının Din Anlayışı quotes, Türk Aydınının Din Anlayışı book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Bilginin ancak daha çok kitap okumakla artacağını veya insanların doğruyu bu kitaplar arasında mantıki kıyaslar yaparak bulabileceklerini düşünüyorlardı.
dini deliller ancak inanç sahiplerine sunulabilir. Kur'an'ın yetkinliğini kabul etmeyen birinin düşüncelerine, hemen önce Kur'an'dan bir sureyle karşı çıkmanın ne yararı olacaktır?
Reklam
bir insanın sosyal kişiliğinin yansıması sayılabilecek din, kültür ve tarih birikiminin aydın tarafından ihmal edilmesi, hem onun entelektüel kişiliğini ve hem de toplumsal aidiyetini sağlayan bağlantılarını zayıflatmış olacaktır.
Aydınlardaki yüzeysellik, Türk kültüründe gerçek bir fakirleşmenin doğmasını sağlamış; aydınlar arasında içerikten yoksun, duygusal ve merhametten yoksun bir insan ilişkileri tipine yol açmıştır.
egemen sınıfların egemenlik aracı olan din, toplumsal değişmeye karşı güçlü bir fren teşkil etmektedir.
Din, doğum karşısında sevincin, ölüm karşısında acının var olduğu gibi hep var olmaya devam etmiştir.
Reklam
Yüksek öğrenim yapmış meslek sahiplerinin hepsi aydın sayılamayacağı gibi, akademik kariyere mensup herkes de, aydın değildir.
İslamcı aydın için İslam, içinde hazır çözümlerin bulunduğu bir ambar değil, bir kaynaktır.
Bilimsel bilgiye duyulan şartsız güven kırılmış, bilim dışında başka sağlam bilgi yollarının araştırılmasına duyulan ilgi yeniden canlanmıştır.
Türkiye'de halâ dindarlık, bir kimsenin aydın olarak değerlendirilmesine büyük bir engel teşkil etmektedir.
Reklam
Müthiş analiz edilmiş
Türkiye'de "dindarlık" bir kimsenin aydın tabaka arasına girmesine çoğu kereler engel teşkil etmekte, çünkü genel Türk aydın standardına göre din, ancak geri kalmış halk yığınlarının kültürünü temsil etmektedir.
İslam kendisini bilgiyle özdeşleştirmekte, onu hedefi olduğu kadar da gerekli kılmaktadır. Bilginin elde edilmesini "ibadetle" eş görmekte ve övmektedir.
Cumhuriyetin ilk yıllarındaki devrimlerin çoğu, yapısal değişiklikler yerine Türk toplumundaki değerler sistemini değiştirmeye yöneliktir.
İlim sahiplerini Allah'ın dostları ilan eden İslam, onların mürekkeplerini şehit kanlarının değerinin de üstüne çıkarmaktadır.
Batı’da Aydınlanma döneminin ürünü olduğunu gördüğümüz aydın, her şeyden önce “aydınlanan” bir insandır. Bunun Osmanlı toplumunda Tanzimat döneminde ortaya çıkmaya başlayan türü ise “aydınlatan”dır. Yani aydın, Batı bilgilerini bir ayna gibi kendi toplumuna yansıtma görevini kendine yüklemiştir. Bu çerçevede Batılı entelektüel sürekli bir “öğrenci” iken Osmanlı münevveri, müfredat programı ve içeriği Batı’dan aktarılan sürekli bir “öğretmen” olarak görülmektedir. (…) Bundan dolayıdır ki Türkiye’de “Aydınlanma” dönemi diye bir dönem olduğunu kabul edemiyoruz. Çünkü “Aydınlanma”, doğal bir fikir evriminin sonucu olacak yerde, 19. yüzyıl ortasında birdenbire dışarıdan gelen bir fikir aşısının ürünü olarak doğmuştur.
Sayfa 79
29 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.