Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar

Fuad Köprülü

Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar Posts

You can find Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar books, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar quotes and quotes, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar authors, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar reviews and reviews on 1000Kitap.
“Bizim kanaatimize göre, Ahmed Yesevî zuhur ettiği zaman, Türk âlemi epey uzun bir zamandan beri -herhalde IV. asırdan beri- tasavvuf fikirlerine alışmış, mutasavvıfların menkibe ve kerametleri yalnız şehirlerde değil, göçebe Türkler arasında bile az çok yayılmıştı. İlahiler ve şiirler okuyan, Allah rızası için halka birçok iyilikte bulunan, onlara cennet ve saadet yollarını gösteren dervişleri, Türkler -eskiden dinî bir kutsiyet verdikleri- ozanlara benzeterek hararetle kabul ediyor ve dediklerine inanıyorlardı. Bu suretle eski ozanların yerini, "ata" veya "bab" unvanlı birtakım dervişler almıştı: Hazreti Peygamber'in sahabelerinden olarak gösterilen Arslan Baba; menkibeye göre İslam dinini anlama maksadıyla Türkistan'dan Ceziretü'l-Arap'a gelmiş ve Hazreti Ebû Bekir ile görüşerek İslamiyeti kabul eylemiş olan ozanlar piri meşhur Korkud Ata ve Çoban Ața işte bunlardan kalmış birer hatırayı yaşatıyordu.”
Sayfa 67
560 syf.
8/10 puan verdi
Türkistanlı Ahmet Yesevî ile Anadolulu Yunus Emre gibi iki ölümsüz Türk tasavvuf adamının hayatlarını anlatırken, bir yandan da onların yaşadığı dönemlere dair tarih, edebiyat, siyaset, kültür ve dil alanındaki tüm gelişmeleri ve bilgileri okurlarına aktarmayı başaran Fuad Köprülü'nün kullandığı uçsuz bucaksız malzeme ve bilimsel yöntem göz kamaştıracak bir berraklığa sahiptir. Pek çok eleştirmen tarafından Köprülü'nün başyapıtı olarak kabul edilen Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar tasavvuf alanıyla ilgilenmek isteyen herkes için büyük bir kaynak ve yol gösterici olma özelliğini asla kaybetmemiştir ve kaybetmeyecektir. (Tanıtım Bülteninden)
Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar
Türk Edebiyatında İlk MutasavvıflarFuad Köprülü · Akçağ Yayınları · 2013223 okunma
Reklam
Bir sâkîden içtim şarap arştan yüce meyhanesi Ol sâkînin mestleri yüz canlar ânın peymânesi
Sayfa 314 - Yunus Emre :
Gitti bu kış zûlmeti geldi bahar nâz ile Yeni nebatlar bitti cünbüş oldu yaz ile
Sayfa 296
İstanbul ve Anadolu’nun fakir ve tenhâ sokaklarında ekseri akşamlar garip, hüzünlü bir melûl edâ ile yükselen “Yemen illerinde Veyse'l-Karânî” nidâsı, mahalle mekteplerinin demir parmaklıklı iri kırık pencerelerinden dökülen, tekyelerde, Mevlid meclislerinde husûsî bestelerle dâima söylenen birçok sâde ve güzel ilâhiler, Yunus’un halk arasında hâlâ kuvvetle yaşadığını, hâlâ halkın rûhuna hâkim olduğunu gösteriyor.
Sayfa 285
Mutasavvıflar nazarında ilim ikiye ayrılır : Zâhir ilmi veya şerî'at ilmi, bâtın ilmi veya hakikat ilmi. Bunlardan İkincisine mutasavvıflar bilhassa “ irfân” derler. İlmin birinci kısmının, yâni asıl ilmin vâsıtası his veya akıl ve nakildir; hâlbuki irfânın kaynağı ilhamdır.
Sayfa 272
Reklam
139 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.