Türk Hava Harp Sanayii Tarihi

Osman Yalçın

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Politika üstü olması gereken savunma sanayii, politik kavgaların ve rantın kurbanı olmuştur. Yönetimde de idealist, istediğini bilen, uzak görüşlü insanlar maalesef bulunamamıştır. Kişisel kavgaların ve ikbal beklentisinin gölgesinde hava harp sanayii arpalık haline gelmiş ve elden çıkmıştır. Devletin en önemli müşteri olduğu gerçeği de göz ardı edilmiştir. Amerika uçakları hibe olarak vermiş ama ücreti mukabilinde onlarca yıl sattığı ve fiyatını da istediği gibi belirlediği yedek parçalarıyla bunun bedelini oldukça yüksek bir meblağ ile geri almıştır.
Sayfa 170Kitabı okudu
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk otuz yılında Cumhuriyet tarihi, Batı’nın sömürü düzenine karşı bağımsız politikaların izlendiği bir dönem olmuştur. Bir diğer açıdan bakıldığında da geri kalmışlığın nedenlerinin doğru tespiti yapılmış olduğundan, Batı medeniyeti ile aynı safta yer almanın mücadelesi olduğu görülür. Batı’nın sömürü düzenine karşı savaş açmak uygar dünyanın önemli merkezinin Batı olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Gelişebilmek için geçmişte yaşananlara rağmen gelişmiş dünya ile işbirliği kaçınılmazdır. Çünkü medeni dünyaya kapıları kapatmak yok olmak için sırayı beklemekten farklı bir anlam taşımamaktadır. Burada önemli olan kararlı ve onurlu bir politika ile dengelerin korunması hatta bir denge unsuru olmaktır.
Sayfa 116Kitabı okudu
Reklam
Nüfusu 17 milyon olan Türkiye'nin yıllarca silah altında tutmak zorunda kaldığı 1.700.000 asker üretimin dışında kalmıştır. Bu durumun sonucu olarak üretim düşmüş, ihracat azalmış, üretici nüfus silah altında tutulmuştur.
Sayfa 158Kitabı okudu
Cumhuriyet'in kurucuları, Türk milletinin bağımsızlığının teminatının ancak göklere hakimiyetten geçtiğinin farkındaydı.
Sayfa 137 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kurtuluş Savaşı'nın henüz barış antlaşması ile sonuçlanmadığı 17 Şubat 1923 tarihinde Mustafa Kemal Paşa İzmir İktisat Kongresi'nin açılışında şu sözleri ile dönemin emperyalist güçlerine karşı mücadelenin alanını tespit etmiştir:"... Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa, kazanılacak başarılar yaşayamaz ve sürekli olamaz. Yeni Türkiye'mizi layık olduğu kuvvete yükseltebilmek için birinci derecede ve en çok ekonomimize önem vermek mecburiyetindeyiz. Zamanımız tamamen bir ekonomi devrinden başka bir şey değildir. Milli hâkimiyet ise ekonomik hakimiyetle kuvvetlenmektedir. Yeni devletimizin, yeni hükümetimizin bütün esasları, bütün programları ekonomi programından çıkmalıdır."
Sayfa 112Kitabı okudu
Uçağa en fazla ihtiyaç duyulan kıymetli zamanlar yollarda harcanıyor, cepheye ulaştığı zaman ise kanadı, gövdesi veya motoru çoğunlukla taşıma esnasında hasarlandığından uçaktan uzun süre istifade edilemiyordu. Uçakların karadan taşınmasının bütün zorlukları ve mahzurları bilindiği halde yetkili makamlar, konuya bir türlü çare bulamıyor ve bu mahzurları ortadan kaldıracak köklü usul ve tedbirleri uygulamaya koyamıyorlardı. Bütün bu mahzurları çok yakından bilen 2. Ordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa kendi ordusuna tahsis edilecek uçakların karadan değil havadan uçarak gönderilmesini istemiş ve Başkomutanlığa mesaj göndermiştir.
Reklam
1934 yılında Çanakkale'de yapılan bir tatbikatta bir uçak, deniz kuvvetlerine ait bir geminin hemen yanına düşer. Atatürk, gerektiğinde düşmana en büyük zararı verebilmek için uçakların düşman gemilerine zarar vermesini temin için pilotlara "kişiye özel" bir zarf gönderir. Zarfın içinde bir soru bulunmakta ve "Zorunlu bir durumda düşmana karşı intihar dalışı yapar mısınız?" denilmektedir. Pilotların cevapları alınır ve tasnif edilir. Bütün pilotlar tek kelimeden oluşan aynı cevabı vermiştir: "Evet." Pilotlar verdikleri cevapla vatanın bağımsızlığı için son çare olarak intihar pilotluğu yapacaklarını yazılı olarak Atatürk'e bildirirler. Atatürk, "Benim havacılarım hayatı pahasına da olsa vatanını böyle savunur." diyerek memnuniyetini belirtir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.