Havada boğucu bir sıcaklık vardı. Kuşlar susmuşlar, yapraklar kımıldamıyor, derenin sağında, solunda yayılmaya çıkan davarlar, ağaç gölgelerinde yatıyorlardı.
Süzülen şıraları ateşteki kazana boşaltarak kaynattılar. Şıranın bir bölüğünü pekmez, bir bölüğünü pestil, bir bölüğünü kesmece, sucuk için ayırmışlardı.
İkizler, gözleri kapalı konuşuyorlardı. Her taraftan horoz sesleri yükselirken; onlar yüreklerini dolduran eşsiz, büyük sevincin tatlılığı ile, rüyasız bir uykunun derinliklerine daldılar. 3 Ağustos 1937