Salih Reis, fermanı okuyup bitirdikten sonra tekrar Turgut'a uzattı:
- Bugün de nasibim hep padişah fermanı okumak. Sözde kumanda onlarda ama, eğer anlayabildimse, hakikatte her şeyi gene sana veriyor. Serdar sensin.
Turgut cevap verdi:
- Serdarlığı da, kaptanlığı da, vezirliği de kendisinin olsun. Nazarımda Malta'yı fethetmekden başka hiçbir şeyin değeri yoktur. Ben bu dille konuşan, bu kafa ile yaşayan sarayla anlaşamam. Fakat Malta'ya hücum için her şeye katlanacağım.
"Turgut'un şekil ve kişiliği asrının bütün büyük adamlanından ayrı ve seçkin olarak göze çarpar. Amirallikte Barbaros'a denk. Andrea Dorya'dan çok üstün... Generallikte Timurlenk kadar usta, Fatih kadar bilgiç, meşhur ve mağrur Şarlken'in en büyük generallerine karşı koyup damadağın edecek kadar askeri meziyetlere sahiptir."
"Hayat-ı levendanesinin akışı başı boş, hür kalışıyle kanaat etmiş, emanet ve hükümete karşı, lakayt ve isteksiz kalmıştır." "Politika dediğimiz siyaset dalavelerine tenezzül etmemiştir."
"- Ben Anadolu uşağıyım. Taşrada, denizlerde yetiştim. Böyle kölelerin, dönmelerin kaynaştığı saraylarda yapamam. Kalp kırarım. Bir kere adımız Reis diye çıkmış. Sarayda yapacak işim, leventlerden başka sevecek kimsem olamaz!" demişti.