Türk Kültüründe Gulyabani İncelemeler / İllüstrasyonlar

Mehmet Berk Yaltırık

Türk Kültüründe Gulyabani İncelemeler / İllüstrasyonlar Sözleri ve Alıntıları

Türk Kültüründe Gulyabani İncelemeler / İllüstrasyonlar sözleri ve alıntılarını, Türk Kültüründe Gulyabani İncelemeler / İllüstrasyonlar kitap alıntılarını, Türk Kültüründe Gulyabani İncelemeler / İllüstrasyonlar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gulyabani romanı; Hüseyin Rahmi’nin Cadı (1913), Mezarından Kalkan Şehid (1929) romanları gibi dönemin halkının batı inançlarını mizahi bir şekilde ele alarak bunların beyhudeliğini halka göstermeye çalıştığı romanlarındandır. Bu eserlerde kurgular batıl inançlara inanmayanlarla inananların karşı karşıya gelmesi üzerine kuruludur (Koşar, 2005: 11-13). Bu kitap, yazarın realist/akılcı düşünceyi savunan; halkın boş inançlarını, cinleri, perilere ve tuhaf olaylar inanmasın eleştiren romanlarından biridir ki bu husus eserlerinin birçoğunda epey öne çıkar. Hüseyin Rahmi, eserlerinde doğal ve gerçekçi bir uslupla o dönemin İstanbul’undaki insanların hayatlarında, konuşmalarında kesitler sunarken aynı zamanda onların değer yargılarını, boş inançlarını ve katı gelenekçiliklerini eleştirmektedir. O; okuyucuyu bilinçlendirmeye, boş inançlardan ve çağdışılıktan uzaklaştırırken bunu bu inanışları gülüç yönlerini ön plana çıkartarak yapmaktadır. Bu nedenle bazı eserlerinde öğreticiliğin dozu kaçtığı için romanın estetiğini bozsa bile yazarın en belirgin özelliği olagelmiştir.
Gulyabaninin dişil olma ve hem çocukların koruyucusu hem de tehlikeli bir varlık olması özellikle onun iki yönünü ortaya koymaktadır. “Anne arketipi”nde görülebilen kadının birbiriyle bütünleşen iki yönü vardır: Bakıp büyüten, koruyan, şevkat gösteren, ilham veren Umay, Ak Ene, Ak kızlar, yer-sub , Od Ene ve Ana Maygıl ile korkutan, yutan, yakan bir öldüren Al karısı , Yalmavuz, kara kızlar, kocakarı ve cadı; anne arketipinin iki parçasını oluşturur ve hayatla ölüm, geceyle gündüz aydınlıkla karanlık, iyilikle kötülük ve varlıkla yokluk gibi bir ve bütündür (Fedakâr,, 2014: 18).
Reklam
Gulyabani ile ilgili birkaç metin de onun karmaşık yapısını göstermektedir. Azerbaycan Türklerinden derlenen birkaç metinde gulyabani geçmektedir. Burada yer verilecek ilk metin Arif Acaroğlu ve Celal Beydili tarafından hazırlanıp 2005 yılında yayımlanan Esatirler, Efsane ve Revayetler kitabını alınmıştır. Metin, isimsiz bir şekilde “Mifler [mitler]” bölümünün “Geyri-adi Varlıglar [Olağanüstü Varlıklar]“ başlığında yer almaktadır: Guleybanı hemmeşe [hamişe,daima] arvat cildinde olur. Özü de uşahları çoh sevir. Bir evde gece yarısı uşah ağlayırmış. Kişi oynanır, arvadın da durğuzur [kaldırır] ki get uşağı sakitleşdir [sakinleştir]. Arvat durmak [kalkmak] istiyende görür ki uşah sesin kesdi. Erinir ta getmeye, deyir ki yatdı uşah. Bir a keçennem sonra görürler ki uşah ele gülür, ele gülür ki az galır geşş elesin [bayılsın]. Kişiynen [adamla] arvat tez durup keçiller uşağın yanına ki görsünner nolup? Bahıllar ki guleybanı min [bin] oyunnan çıhıp uşağı güldürür. Guleybanı bınnarı görende tez çıhıp gedir (Acaloğlu ve Beydili, 2005:114). Bu metin gulyabaninin geçmişte çocukların koruyucusu olması ve bir tür iye olmasını izlerini taşımaktadır. O, çocukları koruyan ve onlarla ilgilenen olağanüstü bir varlıktan, çocuklar için tehlikeli bir canavara dönüştürülmüştür.
Gulyabaninin insandan uzak olma, insanı avlama, yoluna çıkma, yoldan çıkarma, şekil değiştirme, güneş doğunca kaybolma ve insanı helak etme yönleriyle klasik edebiyatımızda da halk inançlarındaki şekliyle var olduğu görülmüştür. Bu da girişte bahsettiğimiz gibi klasik edebiyatımızın içerik bakımından ne denli halk inanışları ile iç içe olduğu, avam inanışlarının da gerek işret meclislerinde okunan gazellerde gerekse padişaha sunulan kasidelerde kendine yer bulabildiğini söylememize olanak sağlar.
Reisi'l- Gul, Perseus Takım Yıldızı
Yunan mitik anlatılarının meşhurlarından Medusa'nın hikâyesi klasik şiirimizde ilginç bir şekilde kendine yer bulmuştur. Arapların Reisi'l-Gul yahut Bersâvüş dediği takımyıldızı, Batı kültüründe elinde kesik Medusa başı ile tasvir edilen Perseus Takımyıldızı'ndan başkası değildir.
İlginçtir ki Türkiye sahasından derlenen masal ve efsanelerdi gulyabani adıyla bir varlık yaygın değildir. Efsanevi masallarda en çok cin ve dev, ardından da ejderha, al karısı, karabasan gibi varlıklar geçmektedir. Gulyabani ile ilgili tasvirler daha çok inançlarda ve daha eski kayıtlarda mevcuttur. Bununla birlikte anlatılmasa da gulyabani halk bilgisindeki yaygınlığı tartışılmazdır.
Reklam
36 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.