Türk Sağının Üç Hali

Tanıl Bora

Türk Sağının Üç Hali Quotes

You can find Türk Sağının Üç Hali quotes, Türk Sağının Üç Hali book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
“Gericilik” terimi, muhafazakârlığın pejoratif, horlayın, küçültücü bir adlandırılışıdır. İslamcı muhafazakârlığın “gericilik” olarak kodlanması ‘töresi’, bu töreyi yerleştiren Türk Modernizminin kendi bünyesindeki muhafazakâr etmenlerin sorunsallaştırılmasını da önledi.
‘Militan’ Restorasyon uğrağını aşan Muhafazakârlık, Fransız Devrimi'nin alâmet-i farikasını teşkil ettiği ‘militan’ Aydınlanmacılık uğrağını aşan modernizmin zıddı değil, sürekli refakatçisidir. Bu birlikteliğin arkaplanında, modernleşmenin evrensellik-yerellik ikileminin olduğunu söyleyebiliriz.
Reklam
Kimliğin verili bir yapı olmadığını, tarihsel olarak inşa edilen ve sürekli yeniden inşa edilen, başka türlü de kurulmuş olabilecek -ve hâlâ kurulabilecek- bir kategori olduğu kabulünden hareket ettiğimizde; millî kimliklerin oluşumunu da özgül milliyetçi oluşumların bir cüzü olarak ele almamız gerektiği açıktır.
Türkiye'nin düşünce dünyasında ‘soy’ muhafazakâr duruşun özgün, yerli ve tutarlı örneği, Yahya Kemal'dir. Yahya Kemal'inki, muhafazakârlığın ‘klasik’ gelişimine uygun olarak, bütünlüklü bir fikir sistemi, bir teori değil, bir duruş ve duyuştur.
Militan laisizm politikası, Türk inkılâbının ve modernleşmesinin en büyük “aşırılığıydı”.
Dinin muhafazakâr düşünüşteki yeri tipik ve kritiktir: muhafazakârlık, vazgeçilmez hazînesi olan dini modern bir müdahaleye tâbi tutar, onu dünyevî saiklerle yeniden yorumlar, yeniden biçimlendirmek ister. Dini, belki kendisi uğruna olmaktan ziyade, toplumun istikrarı ve otorite açısından kaçınılmaz sayar. Dindarlıktan çok, dinin ritüellerine, din bağına ehemmiyet verir (Beneton 1991: 110). Fransa’dan gelişen Katolik muhafazakârlıkta bu eğilim belirgindir. Bonald, religion (din) kelimesinin “birbirine bağlanma" anlamına gelen Latince köküne (religare) atıfla, dinin her şeyden evvel bir toplum/cemaat biçimi olma özelliğini vurgulamış; Chateaubriand, itikat ve iman yönünden çok cemaat olarak Hıristiyanlığa dayanmıştır (Nisbet 1990: 101 ve 109).
Reklam
Muhafazakârlık, bütünüyle ve topyekûn Aydınlanma-karşıtlığı olmaktan çok Aydınlanmanın radikalizmine (“aşırılıklarına"), veya bir “yeni başlangıç yapma" düşüncesi olarak kendini milâtlaştıran Aydınlanmacılığa karşıtlıktı.
Veya, bu kitabın üçüncü makalesinde kullandığım ikilikle, vatandaşlık esasına dayanan kimlik tanımının lügatinin kullanımında bile, gramer çok defa özcü kimlik tanımının grameriydi. Türk millî kimlik inşâsı, milliyetçiliğin ‘normal’/Batılı örneklerinde saklı kalabilen bu iki-uçluluğu aşikâr hale getirmekten de öteye giden bir operasyondu; zira Türk milliyetçiliği, özel (millî) karakteri gereği bu tür çelişkileri aştığım, onları çelişki olmaktan çıkarttığını varsayıyordu.
Milliyetçilik, maddenin halteri mecazına başvurursak, Türk Sağının katı hâlidir. İslamcılığa, Türk Sağının lügatçesi olarak, imge, değer, ritüel kaynağı olarak bakıyorum. Tek kaynak değil tabii; ama belki en bereketli, en hararetli kaynak, onsuz olunmaz bir hayat pınarı. Mecazımızı zorlarsak, İslâmcılık Türk Sağının sıvı hâlidir - kap değiştirme ve mecra bulma gücü modernlik kadar yüksek! Muhafazakarlık, içeriklerin ve zihniyet kalıplarının ötesinde bir ruh hali, duruş/duyuş biçimi, üslûptur; Türk Sağının ‘havasıdır’.
Fıtraten medeni olan hâkim millet telakkisini, içli bir örnekle bağlayalım; dönemin önde gelen rejim ideologlarından Mahmut Esat Bozkurt'un milli kimlik tasvirine göre "her milletten üstün bir geçmişi olan" Türk milleti, "fakir düşmüş,fakat asil, görgülü, terbiyeli bir adam"dır; " sonradan görmüş milyoner zengin"ler gibi "gülünç olmaz" , "eski fakat tertemiz elbisesinikendisine yakıştırmayı bilen" bir "görgülü soylu"dur.
42 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.