Türk Tarihinin Ana Hatları Posts
You can find Türk Tarihinin Ana Hatları books, Türk Tarihinin Ana Hatları quotes and quotes, Türk Tarihinin Ana Hatları authors, Türk Tarihinin Ana Hatları reviews and reviews on 1000Kitap.Çalışma sonucunda;
"...
Gerçi Atatürk, İsmail Hakkı Uzunçarşılı'nın belirttiğine göre, *Türk Tarihinin Ana Hatları'nı* beğenmiyor.
..."
Sayfa 14 - Devlet Matbaası.1930.Kitabı okudu
ABBASİ DEVRİNDE İSLAM MEDENİYETİ VE BU MEDENİYETE TÜRKLERİN ETKİSİ.
İslamiyet devrinde ilimlerle ve eğitimle uğraşanların büyük çoğunluğu Arap olmayan kavimlere mensuptu. İslam medeniyeti kökleşmesini diğer milletler, özellikle Türklere ve İranlılara borçludur. İslamiyetin ortaya çıkışı sırasında yüksek bir seviye ve eski bir medeniyet sahibi olan Türklerin İslamiyeti kabul ettikten sorna İslamiyetin kökleşmesinde ve gelişmesinde pek önemli bir etken olmaları doğaldı. İstisnasız İslam medeniyetinin her şubesinde Türklerin büyük hizmetleri vardır.
Dokuz Oğuz Türklerinden inen ve Mısır'da hâkim olan Tulunoğlullarınım ve Fergana Türklerinden inen ve Fergana hükümdarının unvanını alan Akşit Türklerinin de Abbasî devri medeniyetine etkisi pek büyük olmuştur.
Endülüs tarihide ayrıntılı bir incelemeden geçirildiğinde, orada da Avrupaya doğru yolu gösteren yüksek medeniyet kurucularının ve ilim saçan büyük alimlerin Doğu'dan giden Türk alimler ve Türk ırkından, Müslüman olmuş, tıpkı bugünkü Müslüman Türkler gibi Arap ismleri takılmış Berberi-Hazarlar olduğu anlaşılır. Tarih belgelerinden edinilen bilgilere dayanılarak kesin olarak denilbilir ki. İslamdan evvel bir Arap medeniyeti olmamıştır. İslam devrinde de medeniyet yaratan Araplar değil, onlardan başka ırktan olan ve özellikle Türklerdir.
İslam medeniyetinde herkesten çok Türklerin hizmeti olmuştur.
Medenileşmeye en büyük engelden 1928 de kurtulduk.
1928 e kadar Türkler arasinda kullanılan Arap harfleri Türk diline hiç uygun olmayan bir yazı sistemiydi. Kuvvetli seslerle dolu Türk dili sesli işaretleri pek az olan bu Arap yazı sistemi içinde esir gibiydi.
Arap harflerini kullanmaya devam etmek Türklerin medenileşme dönüşümünü ağırlaştıran bir etkiydi.
Onun için 1928 de Arap harfleri yerine, Latin alfabesini Türk diline uygun şekle sokmak suretiyle yeni bir Türk alfabesi icat olundu.
Orhon kitabelerinden ve Çin vakayinamelerinden bu devirde Türklerin yüksek bir medeniyet seviyesine erişmiş oldukları anlaşılıyordu.
Orhon kitabelerinden bu devirde Türklerin gayet koyu millî şuur sahibi millet olduğunu, bütün Türkleri birleştirmek rehberin yüksek gayesi olduğunu, Türklerin kendilerine mahsus kanunları mevcut olduğunu, devlet memurlarının türlü sınıflara bölünmüş olduğunu, Türk devletinin Moğolistan'ın doğusundaki Kadırga dağlarından Aral Gölü'ne, Sırbistan'dan Demirkapı'ya (Afganistan'a) kadar uzadığını öğreniyoruz.
Orhon kitabelerinde kullanılan dil saf Türkçedir. Yazısı Türk yazısıdır. Halbuki o devirde bugünkü medenî Avrupa kavimlerinden hiçbiri ne böyle gelişmiş dile ne de millî şuura sahipti.
Çinlilerin Konfüçyus dinin doğması Çin'de yozlaşma ve çürüme boy gösterince, Konfüçyus diye bir kişi çıkıp halka bir anlayışın sahip çıkılmasını istiyor.
Konfüçyus un koyduğu ahlak esasları sayesinde yozlaşmış, çürümüş ve yoldan çıkmış Çin halkını düzene sokuyor.
Konfüçyus dini adam öldürmeyi, hırsızlığı yasaklayıp, çevreye zarar vermemeyi, insanlarla dost olmayı, kimsenin birbine düşmanlık etmemesini öneren bir din olarak bugün hala Çin de inanılan bir din.
Not; Konfüçyus'un Türk olduğu vurgulanıyor.