Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk Ulusal Kimliği ve Ermeni Sorunu

Taner Akçam

Türk Ulusal Kimliği ve Ermeni Sorunu Sözleri ve Alıntıları

Türk Ulusal Kimliği ve Ermeni Sorunu sözleri ve alıntılarını, Türk Ulusal Kimliği ve Ermeni Sorunu kitap alıntılarını, Türk Ulusal Kimliği ve Ermeni Sorunu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Islamı sevmemem için sadece şu tek başına yeterlidir.
Osmanlı Medreselerinde, Türkleri aşağılayan ve onları hayvanlarla eşdeğer gören Arap-lslam eserleri eğitim sisteminin temelini oluşturuyordu. Arap-lslam aleminde Türkler, özellikle Kur'an yorumlarında insanlık düşmanı canavarlar sürüsü, insanlığa felaket getirici bir ırk şeklinde tasvir edilmişlerdir. Muhammed'e ait olduğu söylenen bazı hadisiere tüm bu eserlerde yer verilmiştir. "Küçük gözlü, kırmızı yüzlü, basık burunlu ve suratları kalın deriden yapılmış kalkanlara benzeyen (yayvan suratlı) Türk'lere karşı savaşmadıkça hüküm günü gelmeyecektir." Türkleri aşağılayan ve hayvan yerine koyan bu ve benzeri ifadelere, hemen hemen bütün lslami temel eserlerde rastlamak mümkündür. Sadece birkaç örnek vermek gerekirse: Türkler'in diyarı, "küfrün ve fitnenin kaynağı"dır. Türkler "çengel" gibi tırnaklı, vahşi hayvanların ki ne benzer azı ve yan dişleri olan, köpek dişlerine benzeyen dişleri bulunan, çeneleri develerin çenelerine benzeyen, vücutlarının tümü kıl ile kaplı olan, ve bir şey yedikleri zaman katırların ve kısrakların çıkardıgı ses gibi dişlerinin tıkırdadıgı duyulan" yaratıklardır. Bu eserler Osmanlı medreselerinde eğitimin temelini oluşturmaktaydı.
Reklam
Haklı
Batı dünyasında hakkımızda bu tür yargıların var olmasının önemli bir sonucu vardır. Tüm bir dünyanın bizlere karşı olduğu tarihin şamar oğlanı yerine konuldugumuz ve bu nedenle de bizlere karşı sürekli haksızlık edildiği; bir fikri sabit olarak zihinlerimize yer etmiştir. "Hak etmediğimiz hakaretlere maruz kaldığımız", "kimse tarafından sevilmediğimiz" duygusu iliklerimize işlemiştir. Batılı veya dış güçlerin bize yönelik her girişimine, alıngan ve ne yaparsa yapsın bir türlü anla­şılamayan bir kişinin ruh halinden kalkarak tepki göstermek ulusal bir özelliğimiz olmuştur. "Bizi bir türlü anlamıyorlar (veya) bizi bilerek anlamak istemiyorlar"; "onlar zaten hep bizim kötülüğümüzü isterler" yollu cümlelere günlük ga­zetelerde bile rastlamak mümkündür. Toplumsal bir paranoyadır bu. Güçlü bir "anlaşılamama" sendromu ve "yalnızlık" psikolojisi her türlü davranışımızı" belirliyor gibidir.
Okunası
Büyük bir imparatorluğun ağır ağır durdurulamaz çöküşü, geçmişin altında ezilmek, yenik çıkılan savaşlar, aşağılanan ve onuruyla oynanan bir topluluk; sürekli değer kaybı, o büyük geçmişin bir daha kurulmasının giderek hayal olması; fakat bunu bir türlü kabul edememe, içinde bulunulan durumu hazmedememe ve nihayet toplu kıyım... Cumhuriyet'in yeni bir doğum, bir "sıfır" noktası olduğu üzerine aşırı vurgunun nedeni bu tablodur. Cumhuriyet tüm bu kara tabloyu birden silmiş yok etmiştir. Bunun bir toplum için getirdiği rahatlama çok önemlidir. Kendisini büyük bir kabustan, son derece tehlikeli, ölümcül bir hastalıktan kurtulmuş iyileşmiş his­setmektir. Ermeni katliamını tartışmaktan kaçmakta bu ruh halinin bir payı olduğunu düşünüyorum. İyileşme ümidi olmayan bir hastalıktan mucize kabilinde kurtulmuş birisine hastalığın geçmediğini, devam ettiğini söylemek, onu yeniden o kabusları yaşamaya davet etmek ne tür bir reaksiyon yaratır? Ermeni sorunundaki hassaslığın bir nedeni de burada yatıyor gibi geliyor. O, çöküş, onurumuzla oynanma; küçük düşürülme döneminin üzerine değil düşünmek, hatırlatılmasını bile istemiyoruz. Çünkü "iyileştiğimize" inanıyoruz. Ama asıl sorun da burada değil mi? Eğer "iyileşmişsek", o kabustan çıkmışsak niye üzerine rahat konuşmayalım. Burada ileri sürdüğüm de budur: Biz henüz "iyileşmedik ve Ermeni kırımı üzerine açıkça konuşmadıkça da iyileşme şansımız çok zayıftır.
Sayfa 148Kitabı okudu
Tüm tehcir eylemi sonucu ne kadar insanın öldürüldüğü kesin olarak bilinmemektedir. Bilinen, savaş öncesi Osmanlı topraklarında, Ermeni kilisesine göre 2.1 milyon, Türk kaynaklarına göre 1.3 milyon olarak bildirilen Ermeni nüfusundan geriye son derece küçük sayıda bir insan grubunun kaldığıdır (...) 1919 yılında İstanbul'da İttihat ve Terakki önderlerinin yargılanmalarında ölü sayısı 800.000 dolaymda verilmektedir. Lepsius ise bir milyon dolayında ölüden bahsetmektedir. Konuya iliskin verilen diger rakamlar 600.000-1.5 milyon arasında değişmektedir.
Sayfa 111Kitabı okudu
Macar Şarkiyatçısı Vambery, 1898 yılında yazdıgı bir kitapta, "İstanbul'daki Türkler arasında Türk milliyetçiligi sorunuyla ya da Türk dilleriyle ciddi bir biçimde ilgilenen bir tek kişiye rastlamadım," der (...) 1911 yılında bile, "Türk ortaögretim kurumlarında okutulan ve çağdaş tarihi ele alan temel kitapların sayfalarının üçte ikisi Fransa tarihine, geri kalanı da öteki Avrupa devletlerinin tarihine ayrılmıştı; Türkiye'den Türklerden hemen hemen hiç söz edilmiyordu.
Reklam
Türk ulusal kimliği deyim yerindeyse, daima kendi geleceğinden, varlığından korku ile birlikte gelişmiştir. Yok olma korkusu Türk ulusal kimliginin ebesidir ve ulusal kimliğimiz, kendi göreli zayıflığı ve çaresizliğinin bilinciyle şekillenmiştir.
Türk ulusal kimliği, sürekli aşağılanmaya bir tepki olarak oluşmuştur.
Osmanlı dostu Macar Şarkiyatçısı, Vambery'nin aktardığına göre, Abdülhamit'in Ermeni politikalarını belirleyen lzzet Paşa, Ermeni probleminin ortadan kaldırılmasının yolunu, Ermenilerin ortadan kaldırılması sorunu olarak görmekte­dir
İslam'ın asimile edici etkisi
Osmanlılarda İslami kimlik, diğer İslami ülkelerden farklı olarak, Türklüğün unutulması ile birlikte gelişmiştir (...) Vambery'e göre lslam, "ulussuzlaştırma (ulus olmayı eritme) eğilimininde hiçbir yerde ... Osmanlı Türklerinde oldugu kadar büyük bir başarıya ulaşmadı." Benzeri tespitleri Lewis'de de buluruz: "lslamlığı kabul eden uluslar arasında hiçbiri, kendi ayrı özdeşliğini İslam ümmeti içinde eritmekte Türklerden daha ileri gitmedi." Böylece bütün İslamlık öncesi Türk geçmişi, "unutulmuş ve İslamlık içinde silinmişti(r) ... Hatta Türk adının kendisi ve ifade ettigi varlık bile bir anlamda İslami niteliktedir."
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.