Türk Yurdu - Sayı 399

Türk Yurdu Dergisi

Oldest Türk Yurdu - Sayı 399 Quotes

You can find Oldest Türk Yurdu - Sayı 399 quotes, oldest Türk Yurdu - Sayı 399 book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Son Soluk
Merdivenlerde ayak sesi; gıcırdıyor, Yıllar yılı aşınan o çürük tahtalar. Rüzgâr hangi delikten içeri giriyor; Esiyor, üşütüyor. Oynuyor duvarlar. Son defa sallanıyor dalda sarı yaprak Düşüyor kucağına bu kara toprağın Haykırıyor bir yıldız beynime çarparak, Mevsim sonbahar, uyan, bozulacak bağın Eğri yolun göründü ufukta bir sonu Gökte devam edecek galiba yolculuk Sonsuzluk evet; yokluk anlat bana onu Hangi kilometrede bitecek son soluk? Hasan Onat Hisar 169. Sayı, Ocak 1978
Sayfa 112Kitabı okudu
HASAN ONAT HOCAMIZ
Hiç bir zaman yorulmadan durmadan Daima bilime kanardı hocam Konuşurken sözü bile yormadan İnsanın ruhuna konardı hocam Sükûnetle dinleyip her lisanı Anlamaya çalışırdı insanı Adaletle ölçüp her tür beyanı
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
Türk dünyasının ihmal edildiğini düşünüyordu. Türkiye’nin Ortadoğu ile ilgilendiği gibi Türk dünyası ile ilgilenmediği şeklinde fikirleri vardı.(...) Nurten Onat Hanımefendi ile eşi Hasan Onat Üzerine Söyleşi Söyleşen : Nuran Üçok
Sayfa 108Kitabı okudu
(...)Bilim adamı bilinci ve sorumluluğu ile güncel sorunlar karşısında eleştiri ve katkılarını sunmaya devam etti. Bu eleştirileri sebebiyle IŞİD ve FETÖ tarafından hedef gösterildi. Aynı zihniyetteki edep ve ahlak yoksunu birkaç zavallı, sayın Hoca’mızın ölümünün ardından onun hakkında, -eğer hayatta olsaydı gülüp geçeceği- bizleri üzen sözler ve yorumlar sarf etti. Bunların hemen hemen hepsi, onu yakından tanımayan, ilimden ve ilmî etikten behresi olmayan fikir hırsızlarının hezeyanlarıydı. Kamuoyuna Duyuru Ankara Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü İslam Mezhepleri Tarihi Anabilim Dalı
Sayfa 115Kitabı okudu
Düşün ki zenginsin; tarlaların, evin, bağın, bahçen var. Düşün ki canından çok sevdiğin bir eşin, sağ salim yaşayan anan, baban var. Düşün ki sen şairsin ve senin bir kalbin var. Ne düşündün? Şiir yazmayı mı? Dur! Yazma! Yapılacak işler var. Halkın boynu kıldan ince devlete. Herkesin ağzında dolaşıp duran vesvese. Böyle ortamda şiir mi yazılır? Sen Abdulhaluk Uygur olsan şiir yazar mısın? İşte o, yazar! Kaleminde ışıkla yazar. O ışık ki karanlığı tozu dumana katarak parlar. Bir bakmışsın, her yer aydınlanmış! Peki, sen karanlığı nasıl aydınlatırsın? Samed Can Aslan Karanlığı Nasıl Aydınlatırsın?
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.