Türkçe Dîvân

Fuzuli

Türkçe Dîvân Hakkında

Türkçe Dîvân konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Asıl adı Mehmed bin Süleyman olan Fuzulî, 15. yüzyılın son çeyreğinde doğmuş ve yetişmiş; 16. yüzyılın başında Necef ve Kerbelâ toprağında, zaman zaman da Bağdad yöresinde eserler vermiş ve edebî kişiliğini kazanmış bir sanatçıdır. İyi bir eğitim gördüğü Türkçe, Farsça ve Arapça 15'ten fazla eser vermesinden anlaşılan şairin, bu üç dilde kolayca şiir söyleyebilme yeteneğine de sahip olduğu onun hakkında araştırma yapan uzmanların ortak görüşüdür. Kitabımıza Fuzulî - Türkçe Divan dememiz şundan dolayıdır: Bugüne kadar Fuzulî'nin Türkçe Divan'ı hep “Fuzulî Divanı” adı altında yayımlanmıştır. Bir tek 1958 yılında Türkiye İş Bankası yayınları arasında çıkan kitap da Türkçe Divan adını kullanmıştı. Oysa kaynaklarda onun Türkçe, Farsça ve Arapça divanı olduğu sürekli yazılmıştır. Türkçe divanı pek çok kez, Farsça divanı birkaç kez yayımlanmıştır. Arapça divanının “mürettep” olmamakla birlikte var olduğu belgelenmiştir. Bu divanın tek nüshasının Leningrad Asya Müzesi'ndeki külliyat içinde bulunduğu bilinmektedir. İşte bundan dolayı biz kitabımıza Fuzulî - Türkçe Divan adını vermiş bulunuyoruz. Bu kitaptaki şiirlerin sadece Türkçe divanda bulunan metinleri içerdiğini de vurgulamakta yarar görüyoruz.
Yazar:
Fuzuli
Fuzuli
Tahmini Okuma Süresi: 13 sa. 22 dk.Sayfa Sayısı: 472Basım Tarihi: Kasım 2012Yayınevi: Akçağ Yayınları
ISBN: 9786055414016Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 31.7
Erkek% 68.3
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Fuzuli
FuzuliYazar · 22 kitap
Mehmed bin Süleyman Fuzûlî (Fużūlī (فضولی); d. 1483, Hilla - ö. 1556, Kerbela ya da Bağdat), Türk divan şairidir. Asıl adı Mehmet bin Süleyman'dır. Türk Bayat boyundan olduğu aktarılmaktadır. Türk şiirini önemli ölçüde etkilemiştir. Yedi Ulu Ozan'dan biri kabul edilir. Ailesi göçebe hayatı bırakıp günümüzdeki Irak bölgesine yerleşmiş olan Oğuzların Bayat boylarındandır. Fuzûlî; ne kadar kesin bilinmese de 1483 yılında Akkoyunlular zamanında şimdiki Irak'ta Kerbela veya Necef'de veya Kerkük iline bağlı Kale semtinde doğduğu tahmin edilir. Fuzûlî iyi bir eğitim almak için ilk önce Hillah şehirinde müftü olan babasından, ve daha sonra Rahmetullah adındaki bir öğretmenden eğitim görmüştür. Daha sonraki öğrenimi hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte; eserlerinden İslamî bilimler ve dil alanında çok iyi bir eğitim aldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca Su Kasidesi'nin 2. beytinde; "Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem" "Ya muhît olmuş gözümden günbed-i devvâre su" diyerek astronomi bilgisinin de iyi olduğunu ortaya koymuştur. Türkçe Divanı'nın önsözünde; “İlimsiz şiir temelsiz duvar gibidir, temelsiz duvar da değersizdir.” demektedir. Türkçe, Arapça ve Farsça divan şiirlerini yazmıştır. Eserlerinde kullandığı dil dönemindeki divan şairlerine göre daha sade, anlaşılır bir Türkçedir. Halk deyişlerinden bolca yararlanmıştır. Bedensel zevklerden ziyade tasavvufî bir aşk, Ehl-i Beyt'e duyulan özlem, ayrılık acısı şiirlerinin konusunu teşkil etmiştir. Duygu ve düşüncelerini çok içten ve lirik bir şekilde ifade etmeyi kolayca başarmıştır. Bu açıdan bakıldığında Türk şiirinde karşılaştırılabileceği tek şair Yunus Emre'dir. "Leyla ve Mecnun" mesnevîsi aynı konuda yazılmış (Arapça ve Farsça dahil) en iyi mesnevîlerden biridir. İran şiirinden Hâfız, Türk şiirinden ise Nesimî ve Nevai çizgisini en başarılı şekilde kemâle erdirmiştir. Kendisinden sonra gelen bütün divan şairlerini etkilemiştir. Onun, Kerbela'da 1556 yılında içinde yaygın olan salgın bir hastalık sonucunda, veba veya kolera'dan öldüğü tahmin edilir. Fazilet (erdem) kelimesinin kökü olan "FUZUL" kelimesinden türeyen -fazilet sahibi -erdemli manasında fuzuli mahlasını kullanmıştır. Irak'ta yaşamıştır. Hayatı yoksulluk, bahtsızlık ve ilgisizlik içinde geçmiştir. Bu durum onu derinden etkilemiş ve bu yalnızlık duygusu sanatının ilham kaynağı olmuştur. Yaşadığı atmosferi şiirine yansıtmıştır. Kendisi çölde yaşamış; çöl kimsesizlik, hasret ve hüzün demektir. Fuzuli bu unsurları şiirinde yoğurmuştur. Fuzuli şiirlerinde Tek Varlık görüşünü en fazla işleyen şairdir. Onda "Visal" (Allah'a kavuşma) isteği kuvvetlidir. Ama vuslat yoktur. Tasavvuf onda yaşı ve sanatı ilerledikçe koyulaşmıştır. Divan edebiyatında ilah-i aşkı en fazla işleyen şairdir. Bu durum ondaki ideal aşkı gösterir. Fuzuli derdi, ıstırabı seven bir kişidir. Nitekim şu beyiti bunu açıkça gösterir. "Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib Kılma derman kim helakım zehri dermanındadır." Fuzuli derin ve samimi bir aşk şairidir. Ölüm, toplum, yoksulluk, felsefe, tabiat temalarını hep bu aşk etrafında yazmıştır. Çağdaşlarına göre sade bir dili vardır. Arapça, Farsça ve Türkçe'yi çok iyi bilen şairin gücü; bu üç dilden aldığı kelimeleri kullanıp, bunlarla düşünmesiyle ortaya çıkmıştır. Bu yönüyle Divan Edebiyatı'nın en büyük şairlerinden sayılmaktadır.