Çifte standartlar üzerine kurulu bir dil tezi ortaya atan yazarın; Arapça ve Farsça, kelime ve tamlamalara övgüler dizerken Latin ve Frenk etkisiyle dilimize geçen kelimelere eşit bir tutum sergilemediği görülmektedir. Üstüne üstün Türk Dil Kurumunun faydalı çalışmalarını dile getirmeyi bir kenara bırakalım, Türkler tarafından sevililerek kullanılan yapıt, anıt, eser ve yazar gibi Türk dilinden türetilen kelimeleri, kendince tatsız bulmuş ve küçümseme gafletine düşmüştür. Objektif bir bakış açısından uzak bir şekilde eser ortaya koyan yazar, arap ve fars savunuculuğuna soyunmuştur. Türk filolojisi üzerine bir şeyler öğrenme umuduyla okuduğum eserin, inkılap eleştirisi olduğunu öğrenmek beni düş kırıklığına uğratmış ve yazar ile okuduğum eseri üzerine bu inceleme notunu kaleme almak zorunda bırakmıştır.