"Dünyanın en demokratik budunu eski Türkler olduğu gibi, en feminist (kadına saygılı) kuşağı da yine eski Türkler'dir. Zaten feminizm demokrasinin, yani eşitliğin kadınlarla ilgili bir görünümüdür."
"Yeni Türkçe, önce, dilimizi gereksiz Arapça ve Farsça deyimlerle tamlamalardan arıtmakla, ikinci olarak, ona daha varlıklarından bilgimiz olmayan ulusal deyimleri ve anlatım biçimlerini ve üçüncü olarak, daha elde edemediğimiz için yaratma zorunda olduğumuz uluslararası sözcükleri eklemekle ortaya çıkacaktır. Bu üç işlemden birincisine <<arıtma>>, ikincisine <<kültür dili olma>>, üçüncüsüne <<yetkinleştirme>> adlarını verebiliriz."
İnsan en içten, en yürekten duygularını ilk eğitim çağında alır. Daha beşikteyken işittiği ninnilerle ana dilinin etkisi altında kalır. Bundan dolayıdır ki, en çok sevdiğimiz dil, ana dilimizdir.
"Eski Türkler'de, kadınlar genellikle amazon idiler. Usta binicilik, iyi silâh kullanma, yiğitlik, Türk erkekleri kadar Türk kadınlarında da vardı. Kadınlar, doğrudan doğruya, hükümdar, kale koruyucusu, vali ve elçi olabilirlerdi."