Toplumsal tasarım, az çok bir değer duygusuyla karışıktır. Toplumsal kurumların kimisini kutsal, kimisini iyi, kimisini güzel, kimisini doğru sayarız. Kurumların bu niteliklerle adlandırılmaları, onların duygulardan, coşkulardan, tutkulardan arınmış olmadığını gösterir. Zaten biz, hangi şeye karşı dinsel bir coşku duyarsak, ona "kutsal" , hangi şeye karşı ahlaksal bir coşku duyarsak ona "iyi", hangi şeye karşı estetik bir coşku duyarsak ona "güzel", hangi şeye karşı ussal ( muakalavi, entelektüel) bir coşku duyarsak ona "doğru" yargısını uygun görürüz. Demek ki bütün toplumsal tasarımlarda Ülkü niteliği vardır.
Bir eski atalarsözü bize şöyle diyor: " İşini.bil, aşını bil, eşini bil!" Bu ilkeye benzetetek, toplumbilim de bize şöyle seslenebilir :
<< Ulusunu tanı, inandaşlarını (ümmetini) tanı, uygarlığını tanı!>>