Türkçülüğün Esasları sözleri ve alıntılarını, Türkçülüğün Esasları kitap alıntılarını, Türkçülüğün Esasları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Evvelde Türkiye'de, Türk milletinin hiçbir mevkii yoktu. Bugün, her hak Türk'ündür. Bu topraktaki hâkimiyet Türk hâkimiyetidir, siyasette, harsta, iktisatta hep Türk halkı hâkimdir. Bu kadar kat'i ve büyük inkılâbı yapan zat Türkçülüğün en büyük adamıdır.
Vatanî ahlâkın yüksek olması millî tesanüdün temelidir. Çünkü, vatan, üstünde oturduğumuz toprak demek değildir. Vatan, millî hars dediğimiz şeydir ki üstünde oturduğumuz toprak onun, ancak zarfından ibarettir. Ve ona zarf olduğu içindir ki mukaddestir.
Mamafih, Türkçülüğe dair bütün hareketler akîm kalacaktı, eğer Türkleri Türkçülük mefkûresi etrafında birleştirerek büyük bir inkıraz tehlikesinden kurtarmaya muvaffak olan büyük dâhi zuhur etmesiydi! Bu büyük dâhinin ismini söylemeye hacet yok, bütün cihan bugün Gazi Mustafa Kemal Paşa ismini mukaddes bir kelime addederek her an hürmetle anmaktadır.
Diğer kavimler, Osmanlı câmiasından irfanlı, medeniyetli, ve zengin bir halde ayrılırken, zavallı Türkler ellerinde kırık bir kılıçla eski bir sapandan başka bir mirasa nâil olamadılar.
Millet, ne irkî, ne kavmi, ne coğrafi, ne siyasî, ne de iradî [bilinçli] bir zümre değildir. Millet, lisânca, dince, ahlâkça ve bediiyatça [estetikçe] müşterek olan, yani aynı terbiyeyi almış fertlerden mürekkep bulunan bir zümredir.
Başka milletler, çağdaş medeniyete girmek için, mazilerinden uzaklaşmaya mecburdurlar. Halbuki, Türklerin çağdaş medeniyete girmeleri için, yalnız eski mazilerine dönüp bakmaları kâfidir.