Türkeş anlatıyor:
-hapishane avlusunda iri yarı bir adam orta yere oturmuş, ip kıvırıyordu. Üzerinde askeri bir külot vardı. İpleri ne yapacağını sordum.
Verdiği cevap şu oldu:
-Turancıları asacaklar, onun için ip hazırlıyorum.
Üsteğmen Türkeş:
üstüm başım ve bürom öncelikle arandı. Sıra, eve geldi. Eşimi ve çocukları komşuda buldurttuk. Görevliler, eve girdiler. O günün şartlarında bir üsteğmen evinde 500-600 kitapla karşılaştılar. Hepsini toplayıp göndermek istediler. Karşı çıkıp hepsinin Türkiye’de basılmış kitaplar olduğunu ifade ettim. Sandıklar hazırlandı, kitaplar topladı. Kitaplar arasında, Arap harfleriyle yazılmış, iki cilt halinde Atatürk’ün Nutku da var. Hiç olmazsa onu bırakmalarını istiyorum. Hayır, diyorlar.