Türkeş'in Anıları - Şahinlerin Dansı

Hulusi Turgut

Türkeş'in Anıları - Şahinlerin Dansı Sözleri ve Alıntıları

Türkeş'in Anıları - Şahinlerin Dansı sözleri ve alıntılarını, Türkeş'in Anıları - Şahinlerin Dansı kitap alıntılarını, Türkeş'in Anıları - Şahinlerin Dansı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tophane'deki Askeri Cezaevi'nde tutuklu bulunan dolandırıcılık sanığı Sururi Hersek'in ağzına sakız yaptığı "Turancılık Olayı"acaba ne idi? Nasıl başlamıştı? Sonuçta ne oldu? Tüm bu gelişmeleri yine Türkeş anlatıyor: "1944 yılı, yakın Türk tarihinin en karanlık yıllarından biridir. 3 Ağustos 1938'de, ordu saflarına subay olarak katılmıştım. Bun­dan üç ay sonra büyük Atatürk'ü kaybettik. Devletin başına İsmet İnönü geçirildi. Dört bin yıllık tarihi bulunan Türk Askerlik Ocağı'nın bir mensubu olmaktan büyük övünç duyuyordum. Askerliği çok sevmiştim. Okumaya meraklı, biraz dayazan gençtim. ikinci Dünya Savaşı, lstanbul'u adeta Şanghay'a döndürmüştü. Çin sefaleti ve kozmopolit şehir entrikaları yaşanıyordu. Sefaletin artışıyla birlikte kamçılanan komünizm, şurada burada yuvalanıyordu. Kızıl Rusya lehinde propaganda, salgın bir hal almıştı. İşte böyle bir dönemde Başbakan Şükrü Saraçoğlu, TBMM kürsü­sünden şunları söylüyordu: - Ben, Türkçü bir Başbakanım. Türkçülük bizim için bir kültür mes'elesi olduğu kadar, birkan mes'elesidir. ••• Saraçoğlu'nun bu demecinin yanı sıra, o günün Devleti, her alan­ da ırkçı bir tutum içindeydi. Asker ve sivil yatılı okullara alınacak öğrencilerin Türk ırkından olması zorunluluğu, gazetelerde yayınlanan ilanlarda yer alıyordu. İnönü'nün Cumhurbaşkanı olduğu dönemlerde Turancılık ve ırkçılık, iç politika da geniş ölçüde uygulanıp, bu yönde propagan­dalar geliştiriyordu. "
27 Mayıs'tan sonra, bakanlıkları dolaşmaya başladım, İçişleri Bakanlığı'na gittiğimde, orada, ayrı bir odada, bir ayrı büroda Amerikalıları gördüm. Bizim yetkililere 'Nedir bu?' diye sorduğumda şu cevabı aldım: 'Biz komünizmle mücadele için Amerika ile iş birliği yapıyoruz. Buradaki Amerikalılar da onlarla bizim aramızdaki iş birliğinin koordinasyonunu yapıyorlar.' Ama işi biraz daha inceleyince gördüm ki, İçişleri Bakanlığı'na dışarıdan gelen şifre, telgraflar ile bakanlıktan dışarı çıkan tüm evraklar oradan geçiyor. Yani onlar, bunları görüyorlar, kontrol ediyorlar. Bunu öğrenince dedim ki: 'Bunlar buradan çıksınlar, Amerikan Yardım Binası'na gitsinler. Orada çalışsınlar.' Ben bu talimatı verdikten sonra CIA'nın Ankara'daki başkanı olan Amerikalı zat (Arthur V. Miller) bana geldi. Ben ısrar ettim. Sonra dedim ki, 'Biz sizinle dostuz. Amerika ile dostluğumuzu sürdürmek kararındayız. Komünizmle mücadelede sizinle iş birliği yapacağız. Fakat onlar orada kalmamalı.' Derken, Amerikan Büyükelçisi geldi. Aynı talebi ileri sürdü. Israr ediyorlar, üzülüyorlardı. Ona da aynı şeyi söyledim. Bununla da yetinmeyip, ardından daha sonra bir de mektup yazdı Amerikan Büyükelçisi, 'Orası, zaten küçük bir odadır, önemli değildir. Orada kalmalarına müsaade edin' diyordu. Alparslan Türkeş
Reklam
bu mektuplarda, ülkemizin milliyetçilikle kurtulacağını yazdım. Ben Türk milliyetçisiyim. Atsız’a yazdığım mektupta diyorum ki; 2. dünya savaşı inşallah Türklerin kurtuluşuna yol açacaktır. Rusya yıkılacak komünizm yıkılacaktır.
Üsteğmen Türkeş: üstüm başım ve bürom öncelikle arandı. Sıra, eve geldi. Eşimi ve çocukları komşuda buldurttuk. Görevliler, eve girdiler. O günün şartlarında bir üsteğmen evinde 500-600 kitapla karşılaştılar. Hepsini toplayıp göndermek istediler. Karşı çıkıp hepsinin Türkiye’de basılmış kitaplar olduğunu ifade ettim. Sandıklar hazırlandı, kitaplar topladı. Kitaplar arasında, Arap harfleriyle yazılmış, iki cilt halinde Atatürk’ün Nutku da var. Hiç olmazsa onu bırakmalarını istiyorum. Hayır, diyorlar.
3 Mayıs 1944 günü tarihi duruşmadan çıktıktan sonra Nihal Atsız polis tarafından gözaltına alınıyor, bu arada gösteri yapan milliyetçi gençler, güvenlik güçlerinden meydan dayağı yiyordu. Artık ok, yaydan çıkmıştı...
NECiP FÂZIL'DAN İHTİLÂL ÖNERİSİ Şimdi size bir başka ilginç olayı anlatmak istiyorum. Merhum Necip Fâzıl Kısakürek’le dosttuk, iyi tanışıyorduk. Benimle başbaşa görüşmek istemiş. Araya, o tarihte Genel Başkan Yardımcımız olan Mehmet Altınsoy'u koymuştu. Fransızca’yı da iyi biliyordu. Alunsoy'a, 'Ben, Türkeş’le teta-te görüşmek
Sayfa 405Kitabı okudu
Reklam
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.