Seküler kanunlardan oluşan ve gittikçe ağırlık kazanan yeni hukuk sistemi, İslâm hukukunun "metodolojisi" olan fıkhı yerinden ediyordu; çünkü Batı hukuk rasyonalitesini temel alan yeni metodoloji, adlî süreçlere sızmaya başlamıştı. Ama daha fazlası vardı: Fıkhın ortadan kalkması, hukuk ile adalet arasında eskiden var olan organik bağı, başka bir deyişle adalet olarak hukuk mefhumunu yok ediyordu.