Alp Arslan Malazgirt Savaşı'nı kazandıktan sonra mağlup Bizans İmparatorunu yanında doğanı ve av köpeği olduğu halde huzuruna aldığı ona izzet, ikram ve lütufta bulunduğunu biliyoruz.
II. Gıyaseddin Keyhüsrev avladığı hayvanların bir kısmını öldürmüyor, onları sarayında besliyordu. Hatta ölümü de sarayında beslediği bir kaplanın saldırısıyla olacaktır.
"Avcı" kelimesinin bazı Türk lehçelerinde "vahşi hayvan" anlamına gelen "ançı" kelimesinden türemiş olması Türkler'de avın ne kadar önemli olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.
"Oğuzlar'da çocuk isimlerine baktığımızda başta Selçuklu devletinin kurucuları Tuğrul ve Çağrı beylerin isimleri dahil Alakuş, Alpkuş, Aksungur, Afşin, Çavlı, Karaca, Karakuş, Laçin, Toğan,...gibi avcı birçok kuş ismine rastlarız."
"Melikşah av kuşları ve eğitimli hayvanlara ilgi duyardı. Denildiğine göre 400 fersenk av alanına sahip olup altın tasmalı ve altın işlemeli çullar içinde 400 tazı köpeği onun zincirlerine bağlıydı."