Türkiye'de Devlet Geleneği

Metin Heper

By Number of Pages Türkiye'de Devlet Geleneği Quotes

You can find By Number Of Pages Türkiye'de Devlet Geleneği quotes, by number of pages Türkiye'de Devlet Geleneği book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Osmanlı-Türk yönetim biçimi uzun evrilme süreci boyunca, bu konuda İngiltere'nin tam karşı kutbunda yer almıştır. İngiltere'de öncül yapı merkezi feodalizm, Fransa örneğinde ademimerkeziyetçi feodalizm iken, Osmanlı'da bu yapı patri monyalizm idi. Hem merkezi hem de ademimerkeziyetçi feodalizmde merkezi otorite, dengeleyici güçler tarafından etkin biçimde kontrol edilirken, patrimonyalizm de çevre, merkez tarafından hemen tamamen etkisiz hale getirilmiştir.
Sayfa 30 - Osmaniye yay.Kitabı okudu
Osmanlılar Hintli sultanlar gibi aslında gayrimüslim olup Müslümanlaştırılmış sadık bendelerden oluşan bir devlet teşkilatını tercih ettiler. Selçuklulardan alınan Türk aristokrasisi hem merkez hem de taşra da yönetici sınıf konumundan çıkarıldı.
Reklam
Fatih Sultan Mehmet (1451-1481) otoritesini, kendisinin gazi unvanına dayandırmıştır. Böyle bir uygulamanın örneklerine erken Müslüman devletlerinde de rastlanmaktadır. Bu devlet­lerde, savaş, siyaset, vergi ve suç gibi devleti doğrudan etkile­ yen konularda, yöneticinin, dini hukuku tamamlayıcı kurallar koyma konusunda sınırsız takdir hakkı bulunmaktaydı. Os­manlılar ek olarak, bir erken Türk-İran devlet geleneğini de benimsediler: Eğer kamu yararı veya hikmet-i hükümet (raison d'itai) gerektiriyorsa, yöneten, dini hukukla çelişen önlemler alabilirdi. Bu konuda Perslerden kalan bir gelenek de özellik­ le önemliydi. Bu, ''Abbasi halifeleri tarafından geliştirilen ve hükümdarın mutlak iktidar sahibi olduğu ve bütün hukuk ve adalet faaliyetlerinin onun mutlak iktidarından yayılan lütuflar olduğu geleneği" idi.
Seküler ve devlet yönelimli Osmanh ''Aydınlanma'' gelene ğinin dayandığı normlardan kısaca "adalet dairesi" diye bahse dilmiştir: "Hükümdar askerleri olmadan iktidar sahibi olamaz, askerler parasız olmaz, tebaanın refahı olmadan para olmaz ve aıdalet olmadan halkın refahı sağlanamaz!"Dolayısıyla, padişahın üzerinde titreyeceği ilke, adaleti gözeterek toplumsal düzen ve güvenliği sağlamak idi. Bürokratik merkez kıt kaynakların israf edilmemesine ve bu kaynakların adaletle dağıtılmasına çalışacaktı.29 Osmanlı klasik çağının en parlak döneminde (1299-1600), bu fikirler devletin felsefesini oluşturmuştur.
Sayfa 55 - Osmaniye yay.Kitabı okudu
1688 yılındaki Osmanlı köle sistemini inceleyen Rycault bu konuda, "Eğer dikkatle göz önüne alınıp değerlendirilirse, [Osmanlı'da devlet hayatını dü­zenleyen kuralların bütünü] dünyadaki en siyasal anayasalar­ dan biridir" diye yazmıştır. Gibb ve Bowen da bu dönemde, "hükümet faaliyetlerinin, görülmemiş bir katılıkla kanunların [ dünyevi yöneticiler tarafından belirlenip yürürlüğe konulan kuralların] çerçevesinde yürütülmüş olduğu" sonucuna varmış­tır.
DP'lilerin tahikat komisyonuna verdiği destek:
Tahkikat Komisyonu, Atatürk döneminde Şeyh Sait İsyanı sonrasına yürürlüğe giren "Takrir-i Sükun" kanunu ile mukayese edilmiştir. Takrir-i Sükun ile bir­ likte dönemin muhalefet partisi Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kapatılmıştır. Bu hususta, DP milletvekili Muhlis Erdener'in, DP Meclis grubu toplantısında, "Takrir-i Sükun bir sene müddetle tekrar meriyete konulmalı, CHP kanundışı ilan edilmeli"
Reklam
45 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.