Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye'de İşçi Sınıfının Tarihi

Lütfü Erişçi

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Son
türkiye'de işçi sınıfının hak ve menfaatlerini ve teşkilatlanmasını, sebep ne olursa olsun, bu tarzda önleyiş yakın tarihimizde tekerrür eden misallerde olduğu gibi, memleketimiz için asla hayırlı olmıyan bir geleceğin mukaddemesinden başka bir şey olamazdı.
1912 senesinin ilk aylarında istanbul'da sendikalaşma hareketi tekrar canlanmıştır. bu sıralarda bir amele kulübünden başka terzi, şemsiyeci, döşemeci, mücellit, değirmenci, berber, bira fabrikası işçileri, eczacı, cibali reji işçileri arasında sendikalar kurulmaya başlamıştır. ayrıca osmanlı sosyalist fırkası tekrar faaliyete geçmiye hazırlanıyordu.
Reklam
ücretlerin düşkünlüğünü muhafaza edip üstelik baskının artmaya başladığı bu sıralarda, 1928 temmuzda, şark şimendifer ve istanbul tramvay işçileri birer kere daha grev ilan ediliyorsa da bu grevlerden sonra amele teali cemiyeti kapatılıyordu.
1927'de yalnız 4 kişiden fazla işçi çalıştıran sınai müesseselerde 147.712 işçi sayılıyordu. bu miktarın 37.640'ı kadın, 22.941'i 14 yaşından küçük çocuklardı.
iş günü 16 saati buluyor, muvakkat ve acemi işçilerin aldığı ücretler, hayat şartlarının ağırlaşmasına rağmen 6-7 kuruşu geçmiyor, zirai sahada ise birkaç kuruşa iniyordu.
osmanlı'da üretimde kadınların ve çocukların rolü
kadın ve çocuk işçiler gittikçe fazlalaşıyordu. bilhassa mensucat sanayiinde ötedenberi çalışmakta olan kız çocuklar ve kadınlar, diğer sanayi şubelerinde kullanılmaya başlanmıştı. mesela 1897 de istanbul'da kibrit fabrikasında çalışan 201 işçinin 121'i kadın ve kızdı. bakırköy bez fabrikasında çalışan 1000 işçinin yarısını çocuklar teşkil ediyordu.
Reklam
bu sıralarda 31 mart isyanını müteakip istanbul ve civarında ilan edilen idarei örfiye, işçi sınıfı üzerinde yeni bir baskı vasıtası olmuştur.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.