Türkiye’de İslamcılık, Demokrasi ve Liberalizm, AKP Olayı

William Hale

Türkiye’de İslamcılık, Demokrasi ve Liberalizm, AKP Olayı Sözleri ve Alıntıları

Türkiye’de İslamcılık, Demokrasi ve Liberalizm, AKP Olayı sözleri ve alıntılarını, Türkiye’de İslamcılık, Demokrasi ve Liberalizm, AKP Olayı kitap alıntılarını, Türkiye’de İslamcılık, Demokrasi ve Liberalizm, AKP Olayı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
DP gibi AP de, imam-hatip okulları ve Kuran kursları yoluyla dini eğitimin yaygınlaştırılmasını desteklediyse de, hiçbir zaman dinin siyasetteki rolünü sınırlandıran kanunları veya laik kodları ortadan kaldırmaya kalkışmadı. Demirel'in ifadesiyle, “İslamiyete hizmet” şayanı kabuldür, “ama İslamiyet siyasetin hizmetine sokulamaz”. 1970'li yıllarda daha ateşli muhafazakâr Müslüman seçmenlerin desteğini ele geçiren, Necmettin Erbakan'ın Milli Selamet Partisi'yle (MSP) rekabet nedeniyle, AP'nin kimliğinde dinin taşıdığı önem daha da azaldı.
28 Şubat ve imam hatip okulları
Silahlı kuvvetlerin desteklediği yeni koalisyon hükümeti, imam-hatip okullarını iki yönden marjinalleştirmeye çalıştı. Birincisi, sekiz yıllık zorunlu eğitimi getirmek suretiyle, bu okulların ve bütün diğer meslek okullarınin ortaokul bölümlerini (altıncı, yedinci ve sekizinci sınıflar) kapattı. İkincisi ve daha önemlisi, üniversite giriş sınavları kurallarini değiştirmek suretiyle, “bu okulların mezunlarının, ilahiyat fakülteleri hariç, üniversitelere girebilmelerini neredeyse imkânsız hale getirdi. 28 Şubat darbesi gerçekleştiğinde, 1996-1997 akademik yılında imam-hatip okulları, 511 502 öğrenciyle doruk noktasına ulaşmıştı . Bu iki belli politikanın sonucu olarak, bu okullardaki öğrenci sayısı, 2002-2003 akademik yılında 64 534'e indi
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
yerel yönetici kurnazlığı
2000 yılına kadar, nüfus sayıma beş yılda bir daha sonra on yılda bir) yapılıyordu; sayım günü bütün vatandaşların evlerinde oturması gerekiyordu; veriler, yerel kamu görevlileri tarafından toplanıyordu. Fakat, pek çok yerde yerel yöneticinin, hükümetten daha fazla ödenek alabilmek amacıyla rakamları şişirdiği anlaşıldı. Dolayısıyla sayım sonuçları gerçek nüfusu olduğundan fazla gösteriyordu. 2006 yılında, adrese dayalı kayıt sistemi getirildi, her adreste oturanlar vatandaşlık numaralarına göre kaydedildi, böylece fazla ya da eksik kayıt ortadan kaldırıldı. Ocak 2008'de yayımlanan sonuçlara göre, 31 aralık 2007 itibariyle toplam nüfus 70,6 milyonun hemen altında idi, oysa eski verilere göre yapılan hesaplamalarda, 2007 yılı ortasında nüfus 73,9 milyon civarında bulunmuştu.
Sayfa 176Kitabı okudu
Geleneksel olarak Batı siyasetteki sol-sağ boyutu, partilerin sosyoekonomik politikalar üzerindeki konumlarıyla ilişkilidir. Sol partiler, üretim araçları üzerinde daha çok kamu mülkiyetini, servetin zenginden yoksula doğru yeniden dağıtımını ve sosyal refah programlarının genişletilmesini, sağ partiler ise bunların aksini savunurlar. İlginçtir ki, Türkiye siyasetinde sol-sağ bölünmesinin önemini vurgulayan çalışmalar, bu politika boyutlarınin hiçbirine değinmeyip, kültürel-dinsel sorunlar üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Tayyip Erdoğan halkın uyanışının bir sembolü, mütevazı bir kökenden gelen, inançlarından ötürü hapis yatmış olan ve sonra da kurulu devlet düzenine karşı başarılı bir mücadele başlatan, “bir halk adamı” imajı yaratabilmiştir.
Sayfa 246Kitabı okudu
27 Nisan ve 28 Şubat'ın siyasal ortamı
Geçmişe bakıldığında, 2007 yılında yaşanan deneyimler, silahlı kuvvetlerin en yüksek kademesinde ciddi bir siyasal kavrayış eksikliği olduğunu ve kamuoyunun yanlış yorumlandığını gösterdi. Eğer 27 Nisan “e- muhtırası”ndan sorumlu olanlar, doğrudan bir hükümet darbesine başvurmaksızın cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucunu etkileyebileceklerini ciddi
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.