Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye'de Sol Hareketler

Aclan Sayılgan

Türkiye'de Sol Hareketler Gönderileri

Türkiye'de Sol Hareketler kitaplarını, Türkiye'de Sol Hareketler sözleri ve alıntılarını, Türkiye'de Sol Hareketler yazarlarını, Türkiye'de Sol Hareketler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
TKP İçindeki İttihatçı Ajanların Mustafa Kemal Atatürk'e Yaranma Sevdaları
16 Eylül 1927'de Cibali semtinde (İstanbul) küçük çocuklar işçi yevmiyelerinden Tayyare Cemiyeti için kesilen 10 kuruşları protesto etmek için beyannameler dağıttılar. 28 Eylül 1927'de ise burjuvazinin zulüm ve istibdadını dile getiren duvar ilanı şeklindeki beyannameler, İstanbul'da işçi semtlerinde duvarlara yapıştırıldı. 1927 Kasım'ında da: "Ey millet! Bir günde on saat çalıştığımız halde aç kalıyoruz. Grev yapalım. Patronlar da aç kalsınlar. Yaşasın Lenin!" diye başlayan bir beyanname Şehreminin binasının (Belediye binasının) kapısı ile İstanbul Erkek Muallim Mektebinin önündeki ağaca yapıştırıldı. Vedat Nedim (Tör), Dr. Şefik Hüsnü'nün (Değmer) Merkez Komitesini hiçe sayarak giriştiği bu faaliyetleri durdurmak kastı ile, tanıdığı siyasi kısım komiserlerinden Şinasi Beye ihbarda bulundu. Dr. Şefik Hüsnü'yü (Değmer) ikamet ettiği Tokatlıyan otelinde yakalattı. Vedat Nedim (Tör), polise TKP'nin Ankara, Eskişehir, Adana, İzmir teşkilatlarını bildirdi; Dr. Şefik Hüsnü'nün (Değmer) "Türkiye Komünist Partisi Merkez Heyetine" hitaben yazılmış Moskova'dan gönderdiği mektupla; "Viyana'daki Komitesine" götürülmek üzere kendisine verilmiş Fransızca mektubu polise verdi.
Sayfa 211 - 3. baskı - 1976 - Otağ Yayınları
Stalin’in Beyanatı
Stalin, Komitern’in dağıtılmasının yerinde ve zamanında alınmış bir karar olduğunu, çünkü hürriyet yanlısı milletlerin müşterek düşmanı olan, Hitlerizme karşı birlikte hücuma geçmeyi kolaylaştıracağını söylemiştir. Komitern’in dağıtılmasının nedenlerini ise şöyle sıralamıştır: “Bu Moskova’nın diğer milletlerin hayatına müdahale etmek bu milletleri bolşevikleştirmek niyetinde olduğunu iddia eden Hitlercilerin ileri sürdüğü bu yalanın yüzünden maskesini atmaktır. Bu, muhtelif memleketler komünist partilerinin kendi vatandaşlarının menfaatine olarak değil, fakat hariçten gelen emir üzerine hareket ettiği iddiasında bulunan işçi hareketi dahilindeki komünizmin aleyhtarlarının ileri sürdüğü bühtanların yüzünden maskesini atmaktır. Bu hürriyete aşık memleketlerdeki vatanseverlik için siyasi ve dini fikirleri bir yana bırakarak vatandaşların terakkiperver ‘İlerici’ kuvvetlerin bir tek milli kurtuluş cephesi dahilinde birleştirilmesi ve bu kuvvetlerin faşizme karşı tevcih edilmesi işini kolaylaştıracaktır. Bu, bütün memleket vatanseverleri için, hürriyete aşık bütün milletlerin Hitlerizmin dünyayı tahakkümü altına alması tehdidiyle savaşmak üzere bir tek beynelminel cephe halinde birleştirilmesi işini kolaylaştırmakta ve bu suretle istikbalde milletlerin müsavat esasına dayanan dost hane bir cemiyet halinde tanzim edilmesine yol açmaktır.”
Sayfa 280 - 3. baskı - 1976 - Otağ Yayınları
Reklam
Son zamanlarda idare konusunda korkunç bir şekilde yayılmış olan rüşvet ve suistimaller ile bir kat daha ağırlaşan bu feci duruma son vermenin tek çaresi hükümeti, mâzileri Hitlerci Almanlara uşaklık etmiş olmak ve Türk ırkçılığı bataklığına düşmüş olmak lekeleri ile kirlenmemiş Atatürk inkılabına ve demokrasi prensibine bağlılığı şüphe götürmez daha namuslu ve değerli vatandaşlara bırakmaya mecbur etmektir. Bu gayeye kısa zamanda erişmek imkanı vardır. Zira pek muhtelif çevrelerde hoşnutsuzluk ve serbestçe içini dökmek ve toplamak ihtiyacı o kadar yayılmıştır ki; bütün bu savaş idarelerinin bir Demokrat cepheye doğru akıp kabarmasını sağlamak, ortaya önünde durulmaz bir siyasi kuvvet çıkarmak için yeter.
Sayfa 270 - 3. baskı - 1976 - Otağ Yayınları
Şefik Hüsnü
Yine bu sıralarda gemi azıya almış olan ırkçı faşist hareketine karşı da sistemli bir mücadele yürütülüyordu. Daha yaz iptidasında Türkçülük meselesinin iç yüzünü ilmi bir şekilde tahlil ve teşhir eden bir broşür ‘En Büyük Tehlike’ namı altında legal olarak matbuat alemine sürülmüş, bunun büyük akisleri olmuştu.
Sayfa 265 - 3. baskı - 1976 - Otağ Yayınları
Böylece harbin ikinci senesi sonralarında, hareketin idarecilerinden ancak birkaç kişi iş görebilecek bir durumda bulunuyordu. O sıralarda ilk defa bir SETA platform toplandı. Bu toplantıda o zamanlarda hükümetin tertip ettiği iç ve dış siyaset gözden geçirildi. Onu, faşist telâkki etmek ve hakkında tamamiyle menfi, muhalif bir hat takip etmek görüşü muvafık görülmedi. Esasen bu hükümetin serbest ticareti tahdit, fiyatları sıkı kontrol vesaire gibi tedbirleri ve garp demokrasilerine tamamiyle dost bir siyaset gütmesi hasebiyle, kendisine mütemadiyen hücum eden yerli faşist hareketine muvazi bir duruma düşmekten ve kabine çekilecek olursa, o sıradaki şartlara göre, yerine daha ziyade Almanlara dost unsurlardan tamamiyle faşist temayüllü bir hükümetin geçmesi ve harici siyasette büsbütün müttefik devletlerden yüz çevirmesi muhakkak olduğundan, günün muayyen ve maddi şartlara göre ve sol demokratik hareketin olgunlaşmaktan çok uzak bulunması dolayısıyla, inkılap hareketi için Refik Saydam hükümetinin iktidarda kalması bütün diğer ihtimallere mürecceh görülmüştür.
Sayfa 263 - 3. baskı - 1976 - Otağ Yayınları
785 syf.
·
Puan vermedi
Erol Cihangir abinin yayınladığı önemli bir kaynak bu kitap. Solun 94 Yılı'nın son baskısı... Aclan Bey çok garip bir kişiymiş, Deniz Gezmişi kurtarmak için adam kaçırıp askerle çatışan Mahir Çayanı Fransaya gònderen bizzat o. Sonra fikirleri değişiyor ve Atsız Beyle de dost oluyor. Çocukken izlediğimiz bir dizi vardı bilmem bilir misiniz Sihirli
Türkiye'de Sol Hareketler
Türkiye'de Sol HareketlerAclan Sayılgan · Doğu Kütüphanesi · 200911 okunma
Reklam
VE Türk sol hareketi içinde, politik oluşum daha başlangıç aşamasında adeta fraksiyonlarla doğmuş gibidir. Bunun ilk isimleri orasında Şevket Süreyya Aydemir'in öncülüğünü yaptığı "Kadro" hareketi görünür Revizyonizm Suçu 1924 yılında gizli Komünist Partisinin Merkez Komite-sinde Teşkilat Sekreteri Şevket Süreyya (Aydemir) şöyle
Türkiye'nin son yüzelli yıllık sosyo-politik tarihi olabildiğince derin sancılı ve sürekli çalkantılarla sarsılan ve hareket halinde olan bir ülke ve milletin tarihidir.
YAZAR HAKKINDA Aclan Sayılgan, Aslen Karakeçili Yörük aşiretine mensup olan Aclan Sayılgan 1924'te lzmir, Karşıyaka'da dünyaya gelmiştir. Babası lsmail Hilmi, annesi (Ahıska Türklerinden) Hatice Devlet hanımdır. ilk tahsilini lzmir Muallim Mektebinde, orta tahsilini lzmir lnönü Lisesinde tamamlayan Sayılgan, Ankara Devlet Konservatuarı Drama bölümünden mezun olmuştur. 1944'te lstanbul'da (Eyüp) Levazım subayı olarak askerliğini yapmış, 1946'da TKP'ye girmiştir. 1952 komünist tevkifatında tutuklanmış, serbest bırakıldıktan sonra partiden ayrılarak, kendini araştırma, sanat ve edebiyata yönelmiştir. Aktör ve rejisör olarak pek çok oyun sergileyen Sayılgan; Türkiye'nin sosyal ve siyasi hayatını teşkil eden 12 Mart 1971 darbesini konu alan "Deprem" ve "Tutuklama" romanları ve "Türkiye'de Sol Hareketler" incelemesiyle aydın sorumluluğunun zirvesine çıkmıştır. O, bu haliyle ünlü muhalif aydın Sovyet-Rus tiyatro sosyologu Boris Kagarlitski ile benzerlik taşımaktadır. Türk solunu tahlil eden makaleleri ve kitapları yanında, Dostoyevski'den, Kafka'dan adaptasyonları, deneme ve şiirleri bulunan Sayılgan, Memduha (Diker) ile evlenmiş, 5 Eylül 2001 'de doğduğu topraklarda lzmir'de vefat etmiştir. Sayılgan'ın ressam olan Gülcan ve tiyatro sanatçısı Şahap adında iki çocuğu bulunmaktadır.
TÜRKİYE'DE SOL HAREKETLER ÜZERİNE
"Ne gülüyorsun, anlattığım senin hikayen" Erol Cihangir Türkiye'nin son yüzelli yıllık sosyo-politik tarihi olabildiğince derin sancılı ve sürekli çalkantılarla sarsılan ve hareket halinde olan bir ülke ve milletin tarihidir. 19. yy.'ın ortalarında Avrupa sömürgecilik hareketinin tetiklediği sanayi ve sermaye birikimi, dünyayı
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.