Bu vak’aları biraraya getirme fikri Bilkent Üniversitesine ziyaretçi pazarlama profesörü olarak geldiğim 2003 yılı güz döneminde oluştu. Bir sonraki dönemin ders programım ve içeriğini hazırlarken, çalışma arkadaşım Özlem Sandıkçı’ya Türkiye’de pazarlama ile ilgili olarak kullanabileceğim iyi örneklere nasıl erişebileceğimi sordum. "Öyle bir şey yok" diye cevapladı. "İyileri mi yok yani?" dedim, "Türkiye’de pazarlama ile ilgili vak’a çalışması yok" dedi ve ekledi: "Avrupa ve Amerika’daki örnekleri kullanıyoruz." Bu durum bana inanılmaz ve talihsiz görünse de doğru olduğunu anladım. Avrupa’da pazarlama derslerinin sadece yabancı kitaplar ve örnekler üzerinden verildiği tek ülke Türkiye idi. Böylece 2003 sonbaharında üç vak’a çalışması yazmaya başladım. Halılar ve mezat kişisel meraklarım arasında olduğu için, bunlardan ilki Türk Halılarının İnternet üzerinden Pazarlanması hakkında idi. İkinci örnek Türk Hava Yollarını ele alıyordu, zira daha önce havayolları ile ilgili çalışmalar yapmıştım ve THY’nin daha önceden açık bir konumlandırma stratejisi olmaması (ve bunun gerekli olması!) ilgimi çekmişti. Mağazalarının Bilkent yerleşkesine yakınlığı sebebiyle üçüncü örneğimi perakendeci Marks and Spencer Türkiye olarak seçtim, üstelik M&S Türkiye rastladığım en enteresan perakendecilerden biriydi. Bu örnek toplama çalışması böylece başladı. Öğrencilerim "Türk" örnekleri üzerinde tartışmaktan çok keyif aldılar ve benim araştırma yapmaya ve yazmaya yetişmekte güçlük çekeceğim biçimde yeni konulara dair öneriler ve fırsatlarla bana geldiler. Birçok meslektaşım ve yüksek lisans öğrencileri çeşitli projelerde yer aldılar. Önce yirmi Örnek yapmayı planlamıştım, sonra bu sayıyı yirmi beşe çıkardım. Bu kitabı otuz ile sınırlamaya karar verdim. Yabancı bir akademisyenin Türkiye’de pazarlama konusunda örnekleri ilk kez toplaması bu şekilde gerçekleşti.
