Türkiyenin Parçalanması ve ABD Politikaları 1914-1924
Laurance EvansSözler ve Alıntılar
^Boğazlar ve İstanbul, ad olarak Türk kalsalar bile, ulus-
lararası bir denetim altında tutulmalıdır. Bu, ortak bir dene-
tim ya da M illetler Cemiyeti’nin görevlendireceği bir devlet
eliyle yapılabilir. Anadolu Türklere ayrılmalıdır. Yunanlıla-
rın yönetimi altında bulunan kıyı bölgeleri, özel bir uluslara-
rası denetim altına konulabilir. Mandater olarak Yunanistan
seçilebilir
İngilizler, Almanya'nın Afrika’daki sömürge-
lerini; İngiliz egemenliği altında bağımsız bir Arabistan ve
bağımsız bir Ermenistan ile Boğazların uluslararası bir yönetime bağlanmasını istiyordu. Filistin, İngiliz ya da Ameri-
kan yönetiminde siyonistlere verilmeli idi. House, bunları,
Wilson’a bir mektupla iletti ve ertesi gün konu üzerine da-
ha büyük bir önemle duracağını, görüşmelerin ayrıntılarını
Washington’a dönüşünde kendisine bildireceğini ekliyor-
du.
Osmanlı İmparatorluğu da bu tutumun dışında değil-
di. Amerika, bu konuda, yalnız Ermeni, Bulgar ve diğer Hı-
ristiyanlara katliam (kırım) yapıldığı yolunda alınan ha-
berlerle ilgilenmişti.
Fransa ile birlikte İngiltere, İstanbul’u Rusya'ya vaat etmişler, buna karşılık Rusya da yalnız Alsace-Lorraine’nin değil,
Rhine (Ren) in sol kıyılarının da Fransa’ya geçeceğini kabul
etmiştir. Bundan başka, İtilâf Devletleri’nin Anadolu’yu paylaşma yolundaki tam ve kesin tasarılarını da görecektir. Bu
düzenlemelerin — her halde Rusya'dan gizli yapılmaktadır —
ayrıntılarını ortaya koyabilmek, bugün de birçok güçlükler
doğurmaktadır.
İngiliz ve Fransız sömürgecilerinin fesat düzenleri,
Milyukov’u, bu savaşın uzatılmasını sağlamak, daha inatçı
ve daha vahşî bir biçimde yürütmek ve milyonlarca genç
Rus işçi ve köylüsünü öldürmek amacıyle iktidarı almaya
yöneltmiş ve böylelikle, İstanbul’un Guchkov, Suriye’nin
Fransızlar ve Mezopotamya'nın (İrak) İngilizlerin eline geç-
mesi amacı güdülmüştür.”
1913 Balkan Savaşı sırasında, İttihat ve Terakki Komi-
tesi’nce (C.U.P.) Türkiye ile Balkanlı ortaklar arasındaki
savaş yeniden başlatıldığı zaman, Türkiye’de Amerikan el-
çisi olarak bulunan-Morgenthau, İstanbul’da Hıristiyanlara
karşı baskıların tekrar başlatılması üzerinde durarak, bu
tehlikeyi önlemek üzere Türkiye’de bulunan uluslararası
donanma sayısının çoğaltılmakta olduğunu bildirmiş ve İs-
tanbul'a bir de Amerikan savaş gemisi gelmediği takdirde.
Amerikan vatandaşlarının yabancılarca korunmasına güven-
meleri gerekecektir
Orta Doğu memleketleriyse, Avrupa'da yürütülen
uluslararası politikanın sanki satranç piyonlarıdır. Avrupa'lı
devletlerin yarar, doymazlık ve birbirlerinden çekinme alan-
ları olan bu memleketler, Amerikan çıkarlarını doğrudan
doğruya ilgilendirmemekte olduğundan, Amerikan politika-
sınca benimsenmemişti.