Kür Şad’a Çin saraylarında o kahramanlık destanını yarattıran, Kül Tigin’i tarihin en büyük şehitleri arasına yükselten bu sevgidir. Kaşgarlı bilgin Mahmud, o büyük eserini bu sevgiyle meydana getirmiştir. Nevai’nin “Sen kılıçsız, yalnız kaleminle Türk ülkelerini, Türk milletinin kalbini fethedeceksin; onları tek bir millet yapacaksın!” diye duyduğu ses, bu sevginin sesidir. Türklük sevgisidir ki Ali Suavi’yi Çırağına saldırtmış, Nâmık Kemal’i sürgünlerde gezdirmiş hapislerde çürütmüştür. Rıza Nur’u büyük Rıza Nur yapan, Türklüğün Rıza Nur’u yapan, o da bu sevgidir.
Fikirler insanlardan her zaman üstündürler. Însanlar fikirlerin ardından sürüklendikleri gibi çok kere fikirlere esir de olurlar. Bu insani insan yapan bir vasıftır. Çünkü fikirler uğrunda ölünebilecek büyük manevi varlıklardır.
Lakin bir insan bir başka insanın ardından gider, yahut bir insan bir başka sına esir olursa, bunun sonu insanlğın ayaklar altına alınması ve köleliktir. Büyük insanlar fikirlere, davalara ve cemiyetlere yaptıkları hizmet nisbetinde hayatta veya tarihte bir yer sahibi olurlar. Fakat hiç bir insan fikirlerin ve davaların üstünde bir bayrak olamaz ve yapılamaz. İnsanı bayrak saymak aşağılık duygusunun mahsulü gülünç bir fikirdir.