Tutarsızlığın Tutarsızlığı

İbn Rüşd

En Eski Tutarsızlığın Tutarsızlığı Gönderileri

En Eski Tutarsızlığın Tutarsızlığı kitaplarını, en eski Tutarsızlığın Tutarsızlığı sözleri ve alıntılarını, en eski Tutarsızlığın Tutarsızlığı yazarlarını, en eski Tutarsızlığın Tutarsızlığı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Filozoflar derler ki: Allah'm ilk olduğu söylendiği taktirde, bu o'nun kendisinden sonra gelen varlıklarla ilişkisi olması anlamına gelir. Eğer Allah'ın ilke olduğu söylenirse, bu, kendisinden başkasının varlığının kendisinden geldiğine ve kendisinin onun nedeni olduğuna işarettir. Dolayısıyla böyle bir şey de, O'nun neden olduğu şeylerle ilişkisi bulunması anlamına gelir. Eğer "Allah var olandır” denirse, bu "Allah bilendir” anlamına gelir. Eğer Allah’ın bir töz olduğu söylenirse, bunun anlamı da, O’nun bir dayanağı bulunmaksızın var olmasıdır ki, bu da olumsuzluk demektir. Eğer O'nun öncesiz olduğu söylenirse, bunun anlamı, başlangıçtaki yokluğun O’ndan kaldırılmasıdır.
Bir şeyin yokluğu ortadan kalkınca, onu bu şeyin varlığı izler; varlığı ortadan kalkınca da, yokluğu söz konusu olur. Yokluğun kendisi varlığa dönüşemeyeceği ve varlığın kendisi de yokluğa dönüşemeyeceği için, bunları kabul eden kendilerinden başka bir üçüncü şeyin bulunması zorunludur, "imkân" la, "oluşma" ile ve "yokluk niteliğinden varlık niteliğine dönüşme" ile nitelendirilen işte bu üçüncü şeydir; çünkü yokluk, ne oluşma ile ne de değişme ile nitelendirilebilir.
Reklam
gazali der ki : Onların, "imkansızlık, bir şeyle nitelendirilen maddeyle ilişkilidir; çünkü maddenin bu şeyin karşıtı ile nitelendirilmesi imkânsızdır" biçiminde imkânsızlıkla ilgili olarak saptıkları dolambaçlı yola gelince, aslında her imkânsızlık böyle değildir;/ çünkü yüce Tanrı'nın bir ortağının bulunması imkânsız
Genel olarak, varlık genel bir kavram olup, zorunlu ve mümkün olmak üzere ikiye ayrılır.Eğer bu iki bölümden birinin özel ayırımı genel kavrama eklenmiş ise, İkincisinin özel ayırımı da aynı durumda olup, aralarında hiçbir ayrılık yoktur. Oysa varlığı, mümkün ve zorunlu olmak üzere ikiye ayırmak, canlı varlığı, akıllı ve akılsız ya da yürüyen, yüzen ve uçan canlılar diye ayırmağa benzemez; çünkü bunlar, cinse eklenmiş şeyler olup, eklenmiş bir takım türleri ifade ederler; sözgelişi, canlılık onların ortak kavramıdır. Bu özel ayırımlar, onlara eklenmiş şeylerdir. Öte yandan ibni sina'nın yaptığı bölümlemeye göre, varlığın bir bölümünü oluşturan mümkün, nefsin dışında fiilen bulunan bir şey değildir. Daha önce de söylediğimiz gibi, bu görüş yanlıştır; çünkü varlığı için bir nedene muhtaç olan varlığın yokluktan başka kendi özünden kaynaklanan bir kavramı yoktur. Başka bir deyişle, başkası dolayısıyla var olan her şeyin yokluktan başka kendi özünden kaynaklanan bir kavramı bulunmamaktadır.
Sonradan yaratılanlardan yoksun olmayan şey sonradan yaratılmıştır;/ sonradan yaratılmış nesneleri içeren evren, sonradan yaratılmış şeylerden yoksun değildir; o halde evren sonradan yaratılmıştır. Onların ileri sürdükleri bu öncül kabul edildiği takdirde, bu kanıtlama sırasında içine düştükleri yanılgılardan bir tanesi, onların bu önermeyi genelleştirmeleridir, çünkü bu âlemde sonradan yaratılmış nesnelerden yoksun olmayan şey, hiçbir şeyden değil, belli bir şeyden var olmuştur.
Güçlükleri güçlüklerle karşılamak, bir görüşün ortadan kaldırılmasını gerektirmez; ancak böyle yapan bir kimsede şaşkınlık ve kuşku uyandırır. Niçin bu kimse karşıt iki kavramdan birini kabule değer görüp, ötekini geçersiz saysın? Bu adamın (Gazalinin ) filozoflara karşı ileri sürdüğü görüşlerin çoğu bir takım kuşkulardan ibarettir ve bu kuşkular da filozofların görüşlerinden bir kısmını öteki ile karşı karşı ya koymasından ve farklı görüşleri birbirine benzetmesinden doğmuştur. Böyle bi şek ise eksik bir itirazdır. Eksiksiz itiraz ancak bir kimsenin kendi görüşüne göre de ğil, gerçeklere uygun olarak onların görüşlerini geçersiz kılmayı sağlayan bir itirazdır Sözgelişi böyle bir kimse, filozofların karşıtlarının, filozoflann tümel kavramlar hak kında ileri sürdükleri gibi, imkânın da zihinsel bir kavram olduğunu ileri sürebilecek lerini düşünebilir. Çünkü bu ikisi arasındaki benzerliğin doğru olduğu kabul edilirse, bu durum, imkânın varlığa (gerçeğe) dayanan bir kavram olduğunu geçersiz kılmayı gerektirmeyip, ancak şu iki olasılığın, yani ya tümelin ya da imkânın yalnızca zihinde bulunduğunu geçersiz kılmayı gerektirir.
Reklam
191 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.