Göğe bakmak hâlâ serbestti. Delirme hakkımız kutsaldı ve hemen kullanmamak lâzımdı, daha neler görecektik kim bilir ; onları yaşamak için bir bahanemiz kalmalıydı elimizde, hiç olmazsa.
Birini anlayabilseydi keşke, ya da sevebilseydi; hem anlayıp hem sevebilseydi. Ama biliyordu; birini sevmek ile o kişiyi anlamak arasındaki uçurumda kimler kimler yitip gitmişti; tarih kitapları ve romanlar onlarla doluydu.