Süreyya Berfe, şiiri, madencinin ışığı gibi kullanır. Ve durmaksızın yeni kuyular kazar. Bir bakınca, suya giden türkmen kadınında saf haliyle; bir bakınca, kentli aşıkların yüreğinde çelik tozlarına kaynamış ve handiyse tanınmaz halde bulur aradığını. Az önce günlük gaileler içinde bulduğu acıyı, bu kez yenik bir öfke olarak yakalar; insanımızın, tırnakları içine geçmiş avuçlarında. Sonra onu, bir kan lekesi olarak damladığı yerden alır, pervasızca karşımıza çıkarır: Sorumlusu kimdir?.. Bu sorunun umudu kim?.. Peki, gecikilemeyecek bir cevabı buldurmaya şiirin gücü yeter mi? Belki ya da asla. Ama o ışığı söndürmemektir şairin görevi.
(Arka Kapak)