1800'lü yılların İngiltere'sinde, Uğultulu Tepeler'de yaşayan Catherine ve Hindley'nin hayatı, bir seyahat dönüşü babalarının eve getirdiği, hemen hemen kendi yaşlarında olan, Heathcliff'in onlarla birlikte yaşamaya başlaması ile tamamen değişir. Birlikte büyüyen çocuklardan Cathy ve Heathcliff birbirine daha çok bağlanırken, Hindley ve Heathcliff'in arası giderek açılır. Cathy'nin genç kız olup dikkatleri üzerine çekmeye başlaması ise, özellikle zengin ve yakışıklı Edgar Linton ile yakınlaşması, hepsinin hayatında dönüm noktası olur.
Anlatıcının yer aldığı, hikaye içinde hikaye tekniği kullanılarak yazılmış olan klasiğin filmini de izledim. İyi ki önce kitabını okumuşum, çünkü filmde kimi bölümler değişmiş, kimi karakterlere ise hiç yer verilmemiş. Yazarın hayatı da oldukça ilgi çekici; katı bir din adamının kızlarından biri olan Emily Bronte evde eğitim alıyor. Harika eserlerle dolu bir kütüphanelerinin olması en büyük şansları imiş. Üç kız kardeş şiirler yazmışlar ve mahlasla yayımlanmasını sağlamışlar. Uğultulu Tepeler yazarın sağlıklı zamanında yine mahlas kullanılırak yayımlanmış ve birçok eleştiriye maruz kalmış. 30 yaşında zatürre olan Emily tedaviyi reddedince maalesef bu erken yaşında ölümle tanışmış. Ablası Charlotte iyi ki bundan sonra yazarın kendi ismiyle kitabınınyayımlanmasını sağlamış da, eseri klasikleşerek günümüze ulaşmış.