Osmanlı döneminin, tarih, medeniyet veya müesseseleri üzerinde çalışmak isteyen bir kimsenin, her şeyden önce o dönemde kullanılan alfabeyi bilmesi gerekir. Böyle bir ifade kullanıyoruz çünkü günümüzde pek çok kişi, bu alfabe ve hele arşiv belgelerinin dilini anlamadan tarih yazmaya kalkışıyor. Belli bir gaye ve ideolojiye göre yazılan bu neviden eserler, bazı kesimler yanında revaç bulmaktadır. Aslında bu neviden eserlere bir anlamda tarihî roman demek gerekir. Osmanlı alfabesi sayesinde, Osmanlı döneminden kalma yazma veya matbu eserler okunup anlaşılabilir. İş bununla da bitmiyor, zira Osmanlı dönemi demek, bir anlamda arşiv belgeleri demektir. Devlet kayıt ve yazışmaları dediğimiz bu belgeler, hemen her sahada bilgi edinmemize yardımcı olurlar.
İşte bunun için arşiv belgelerine dayanmayan bir Osmanlı çalışması da eksik olmakla karşı karşıyadır. Bununla beraber Osmanlı araştırmaları, sadece arşiv belgelerine değil, daha başka kaynaklara da muhtaçtırlar. Bu kaynaklardan bazılarının isimleri şöyledir: Devlet Kayıt ve Yazışmaları (Arşiv belgeleri) , Kanunnâmeler, Şer’iyye Sicilleri, Vakfıyeler, Tarihler, Vekayinâmeler, Salnâmeler, Siyâsetnâmeler, Tereke Defterleri, Tahrir Defterleri, Seyahatnâmeler, Tarik Defterleri, Hâtıralar, Kitâbeler. Teşrifatnâmler, Tabakat ve Biyografi Kitapları.