Ne kadar güzellik varsa hepsi İslâm dairesinin içinde, ne kadar çirkinlik varsa hepsi İslâm dairesinin dışındadır. Hocam buyuruyor ki, "Dîn, dünyâda rahât ve mes'ud olmak, âhiretde Cennet'e gitmek içindir."
"Allah için olan sevgiye sevgi denir. Allah için olmayan sevgiye, heves denir. On para etmez. Sevgi ilâhîdir. Heves nefsdendir. Bir de buna aşk diyorlar, ne alâkası var. Aşk denir mi buna? Aşk kıymetlidir, ilâhîdir. Bunlarınki heves efendim."
"İki hastalık adamı Cehennem'e götürür. Biri küfr, biri tembellik. Küfrün ilâcı kelime-i şehâdet, tembelliğin ilâcı nemâzdır. Nemâz kılan tembel olamaz." Şu güzel tarife bakınız. Namaz kıldı mı, zaten çalışkanlar sınıfına giriyor.
Hocam "Bir kimsenin âhiret muhabbeti artınca, bütün dünyâ sıkıntılarından zevk almaya başlar. Hiçbir şeyden zerre kadar sıkıntı duymaz, üzüntü duymaz, acı duymaz. Çünkü onun her tarafı Allah sevgisiyle dolmuştur" buyururlardı.
"Eğer insanın fıtratı, insanın kalbi, insanın ahlâkı, insanın huyu bu îmâna layık olmasa Allah-ü teâlâ ona Ehl-i sünnet i'tikâdını nâsib etmez. Çünki Allah-ü teâlâ îmân denen bu pırlantayı, bu cevheri çöplüğe koymaz."