Zweig bu hikayede bize idealleri uğruna bir aşk evliliği yerine mantık evliliği yapmanın muhtemelen getireceği pişmanlığı anlatmaktadır. Refah içerisinde bulunan evli kadının seneler öncesinde kendisiyle aşk yaşama potansiyeli olan adamla yine yolları kesişir. Kısa ama dolu dolu bir sohbet yaparlar aşk ve idealler peşinde koşmak hakkında. Bu sohbetin sonunda düşüncelere dalan böyle olmasaydı başka nasıl olurdu diyerek aşkve mantık evliliklerini sorgulayan düşüncelere dalan bir tek hikayenin kahramanları değil, biz de buluyoruz kendimizi aynı eylemde...
Peki ya siz? Uzak ülkelere gittiğiniz zaman yanınızda taşıdığınız hayallerinize hâlâ sahip misiniz? Hayallerinizi koruma olanağınız oldu mu, yoksa bazıları öldü, bazıları da elinizden uçup gitti mi?
Bu öyle bir rüyaydı ki,
Yalnızca dileyen ve talep etmeye cesaret edemeyen ve sadece söz veren ancak sözünü yerine getirmeyen bir yarım kalmisligin güzel ruyasıydı.