Öncelikle bir kitabın içindekilerle beraber dışı da çok önemlidir ve ben anlatılmak istenilenin kapak tasarımından da gayet net anlatıldığını düşünüyorum.
Maalesef bu tarz detaylara karşı çok önem verilmiyor ve kitaba baktığım da verilmesi istenilen mesajı vermiyorsa büyük bir eksiklik olarak görüyorum ben bunu. İlk izlenim her zaman önemlidir.
İçeriği ile ilgili ise çok çok beğendiğimi söyleyebilirim. Misal, küçükken sakladığım kutulardan kendi kendime birşeyler üretirdim.. hatta bir kere bana çöp biriktiriyorsun denilmişti :') anlayabiliyorum gerçekten kötü oluyordu , hazırları gibi tertemiz bir sonuç vermiyordu ama sorun da bu ya zaten her şeyin hazırına konmaktan beynimizin bu yanını kullanamaz olduk.. Bunu fark ettiğimiz de aslında onların çöp değil , geliştirilebilir bir yetenek olduğunu anlıyoruz :)
Kitaptan bir alıntı bırakarak uzaklaşıyorum..
" İnsanlık olarak, bu dünyada ürettiğimiz şeylerin bir toplamıyız. Bir kültürü tanımak istiyorsanız ne ürettiğine bakmalısınız. Yaptığı resimlere, inşa ettiği binalara, bestelediği müziklere, yazdığı romanlara, şiirlere, sergilediği tiyatro eserlerine... Ama bir yandan da sahip olduğu yaratıcılığı ne amaçla kullandığına bakın. Nasıl savaşlar çıkarttığına, icat ettiği silahlara, işkence aletlerine. Bunların hepsi biziz. Beynimizin içinde bir yandan çok kıymetli bir hazine, bir yandan da patlamaya hazır bir bomba ile geziyoruz. "
" Her şeyin somut, gözlemlenebilir, ölçülebilir olması gerektiğini söyleyen bilimin, tasarımına hayal ederek başlaması biraz ironik değil mi ? "
Azize Nilgün Canel
Unutulmuş Düşler Mağarası- yaratıcı düşüncenin peşinde alt başlıklı- kitap önerimle karşınızdayım. Kitabın konusu temelde “yaratıcı düşünce nedir? Yaratıcı düşünme becerisi doğuştan var mıdır? Yaratıcı düşünme becerisi zamanla geliştirilebilir mi?” soru başlıkları etrafında şekilleniyor.
çok çarpıcı detaylar var.
