Her insan keyfine göre yaşamak ister. Bu insanda fıtri olan bir arzudur. Fakat insandaki bu fıtri arzu, demokrat memleketlerde garip bir şekilde şahlanmış ve nihayet hakikaten marazi denecek bir tarzda derinlere kök salmıştır.
Modern ana babalar, çocuklarını hayali bir dünya içinde yani kanunsuz bir dünyada büyütmek gibi delice bir işe girişmişlerdir. Bugün hepimiz bu delilik yüzünden ıstırap çekiyoruz.
Eğlence içinde geçmiş bir hayat kadar manasız bir şey yoktur. Hayat dans etmekten, delice otomobil sürmekten, sinemaya gitmekten yahut radyo dinlemekten ibaretse yaşamak neye yarar?