Uydurma Olan ve Olmayan Kelimeler Sözlüğü

Faruk Kadri Timurtaş

Uydurma Olan ve Olmayan Kelimeler Sözlüğü Posts

You can find Uydurma Olan ve Olmayan Kelimeler Sözlüğü books, Uydurma Olan ve Olmayan Kelimeler Sözlüğü quotes and quotes, Uydurma Olan ve Olmayan Kelimeler Sözlüğü authors, Uydurma Olan ve Olmayan Kelimeler Sözlüğü reviews and reviews on 1000Kitap.
250 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 27 hours
Tevafuken başladığım bu kitapta yazar uydurma kelimelerin 'niçin uydurma olduğunu'akademik bir şekilde ifade ediyor. Bu konularda kafa yormamış bir kişiye 'Niçin uydurulduğu' sorusunu sordurup cevap bulabilecek konuma getiriyor. Yazarın örnek olarak verdiği kelimelerde dikkatimi çeken şey: Dilden atılmaya çalışılan kelimeler şiire ne kadar müsaitse uydurma kelimelerin bir o kadar müsait olmayışı gerçeği oluyor. Misal, 'hayat' kelimesini şiirde kullanmak ne kadar kolaysa hayatın yerine konulmaya çalışılan 'yaşam' kelimesinin şiire koyulması o kadar zor. Uydurma kelimeler şiirde yavan kalıyor. Türk şiirinin bu kadar geri gitmesi belki de bu yüzden. Türkçenin hayatına göz dikenler ne uğruna Türkçeyi hayatsız bırakmaya gayret ettiler? Yazarın haklı ve iyi niyetli tespitlerine mantıki bir karşılık veremeyenler hatalarından dönmek yerine onu 'kuralcı' olarak eleştirmeyi seçmişler. "Dil kendi kanunları içerisinde gelişen içtimai ve tabiî (canlı) bir varlıktır." diyor yazar. Canlı bir dilin canlı taraflarını kesip yerine cansız bir parça takmaya çalışmak, canına kast etmek olur. Ölmüş dillere bakın. Ölmüş bir dilin milleti de ölür. Asimilasyona uğratılmış bir dilin milleti de asimile olmaktan kurtulamaz. Vesselam..
Uydurma Olan ve Olmayan Kelimeler Sözlüğü
Uydurma Olan ve Olmayan Kelimeler SözlüğüFaruk Kadri Timurtaş · Umur Kitapçılık · 19794 okunma
Ahh be
Türk'ün hâtırasından bin yıllık kelimeleri silmek mümkün olamıyacaktır. Bunlar hep hatıra gelecek, hatırlanacaktır. Kökü çok derinlere giden hâtıraları, millî hâfızadan silmenin imkânı yoktur.
Reklam
İmgelem :D
Esâseh im «hayâl, tasvir» mânâsı ifâde etmemektedir. İmge kelimesi, «hayâl, şekil» manâsına gelen Fransızca «image» kelimesinden, ortadaki a harfi atılmak suretiyle meydana getirilmiştir, tamâmiyle uydurmadır. Simge kelimesi ise imge'ye benzetilerek yapılmıştır, uydurmanın da uydurmasıdır.
Ek uydurmak, kök uydurmakla dil zenginleşmez. Bir anarşi ortaya çıkmış olur. Yazarlar yalan yanlış ek ve köklerle kelime uyduran kimseler değil, kelimeleri en güzel şekilde kullanan, bunlara gerekirse yeni mânâlar kazandıran kişilerdir.
Egemen
«Hâkim, hüküm süren» mânâsına kullanılan egemen ve «hüküm sürme, hâkimiyet» mânâsı verilen egemenlik, hem kök hem de ek bakımından yanlış olan kelimelerden dir. Bir kere Türkçe’mizde «yapan, eden, olan» mânâsı ifâ de eden bir «- man, - men» eki mevcut değildir. Böyle bir ek Almanca, İngilizce gibi Batı dillerinde görülmekte dir. Farsçadaki «- mend» eki de bu mânâyadır. (Farsça ek dilimizde bâzı kelimelerde «- man» şekline girmiştir. Meselâ Yunus Emre'de görülen danışman kelimesi dâniş- rnend’den bozmadır ve «bilgin» mânâsına gelmektedir.) Dilimizde şişman, kocaman gibi pek az sayıdaki kelime lerde görülen «-man» ekinin etimolojik îzâhı yapılama maktadır. Esasen bu kelimelere eski metinlerde tesâdüf edilmiyor. Hâsılı Türkçe'de «- man, - men» eki olarak işlek veya az işlek bir ek yoktur. Egemen kelimesinin böy- lece eki yanlıştır, kökü olan ege'nin ise ne olduğu belli değildir.
Hikâye karşılığı kullanılan bu kelimenin ne olduğu belli değildir. Dilimizin ne târihî devirlerinde, he de bugünkü lehçelerinde böyle bir kelime vardır. Eski ve yeni hiçbir rrıetinde öykü kelimesine rastlanmamaktadır. Kelimenin etimolojik îzâhını yapmak mümkün değildir. Öykü şeklinde bir kelime türetmek için, Türkçede öymek veya öykmek şeklinde bir fiilin bulunması îcâb eder.
Reklam