Enes adında, 28 yaşında bir genç vardı, otizmliydi ve en büyük tutkusu üzümlü kek yapmaktı.
Konuşamıyor fakat iyi gözlemliyordu.
Hayatı hissederek, severek yaşıyordu.
Fakat insanların mutsuz ve kötü olduğu bu dünyayı anlamakta zorluk çekiyor,
hep sorguluyordu.
Bir kez olsun Enes’in gözünden bakmak isterdim Dünyaya..
Bu Kitabı okuduktan sonra hayata bakış açınız değişecek adeta.
Yaşamı dolu dolu içinize çekmek istiyecek ve sahip olduklarınıza daha çok şükredeceksiniz…
Aşkım Kapışmak bu Romanı ile yüreğime dokundu, umarım okuyanlar için de aynı etkiyi yaratır.
Çok, çok, çok güzel bir Kitaptı.
Birimde herkes okuyunca bende okuyayim dedim. Otizmli bir çocuğun gözünden de dünyayı anlattığı için güzel bir kitap. Aklıma niye ben böyleyim diye sorgulayan otizmli bir tanıdığım geldi. Onlara acıyarak veya yüksekten bakmayalım. Bizden eksikleri yok fazlaları var bütün güzel duygular konusunda.
Sadece kahkaha atmayı mutluluk sanan insanlar. Tebessüm ile kahkaha atmayı sakın karıştırmayın. Birinde gerçekten huzur ve mutluluk vardır; kahkahadaysa birikmiş stresi boşaltma işlemi.
Ah be Enes…
O güzel kalbin ve sen iyi ki vardı.
Kitabın dilinin yalınlığı ve akıcılığı bir solukta okuttu kitabı.
O üzümlü kekin tadını eminim hepimiz almışızdır.
Böyle bir son olmasaydı daha güzel olurdu ama güzel kalbinle kalanları düşünerek yaptığın onca şey…
Ali gerçekten gülüyor, tebessüm ediyor, sevmeyi biliyor; ilk önce sevilmeyi bekleyenlerden değil, severek zenginleşmiş biri. Gerçekten gülmeyi bilir misiniz? Aslında düşünmeden gülmektir o. İradesiz gülmektir. Gerçekten gülenler, gülmek için akıllarına cümleler getirmez veya bir şeyleri düşünüp gülmeye çalışmazlar. Onlar her an tebessüm halindedirler. Melekleri görebilen insanlardır. Meleklerde de irade yoktur ve gülmek iradesizliği sever. Hatta böyle insanlara dikkat edin, dudaklarında bile hafif bir tebessüm vardır hepsinde.