Üzümün Kardeşliği

John Fante

Üzümün Kardeşliği Posts

You can find Üzümün Kardeşliği books, Üzümün Kardeşliği quotes and quotes, Üzümün Kardeşliği authors, Üzümün Kardeşliği reviews and reviews on 1000Kitap.
Dostoyevski’nin sarası vardı, benim astımım. İyi yazmak için vahim bir hastalık elzemdi.
Elli bir yıl evli kalmış bir çiftin siyam ikizlerinden farkı kalmamıştır, ayrılamazlar.
Reklam
Meryem’in kusursuz hamileliği gibi babamın sorunu da çözümlenemez, mantığa aykırı ve anlaşılmazdı.
Babamın da yanardöner bir etkisi vardı üzerimde; bir haleydi etrafımda, kanımdan, canımdan; yaşama iradesini zorlayan bir şair.
Sayfa 133
Babam! Ne hazineydi, nasıl da karıştırırdı ortalığı! Onun dehası da buydu, içinde yaşadığı dar dünyayı sarsmak.
Sayfa 132
Reklam
Kapanmayacak gibi hesabın Henry:D
Ah, çektiğim acılar! Belimin ağrısı, ayaklarımın ağrısı, o taşların çökertici ağırlığı, yorgunluk sayıklamaları, hayaletvari ölümlerimiz! Nereye kadar, Tanrım, nereye kadar? Bu denli acımısızca cezalandırılmak niye? Geçmişimi taradım. Paris'teki garson kız yüzünden mi? Napoli'deki üç fahişe mi yoksa? Cezamı çektim Tanrım, sürekli karşıma çıkan kredi kartı borcumu öder gibi hem de. Kapat artık şu hesabı. Bir fırsat tanı bana. Biraz huzur ver.
Sayfa 110
Babam, zavallı ihtiyar! Bozguna uğradığını biliyor, ama kabullenemiyordu... Yenilgi dibe bir çöksün hele, diye geçirdim içimden, işin gücünü ve yaşını aştığını anlasın, o zaman küreği fırlatıp eve döner. Tanrı geyikleri korusun.
Sayfa 103
Yüzünde hüzün ve acı ifadesiyle dönüp baktı bana; hırpalanınış gözler, hırpalanmış bir ihtiyar ve birden geçmişten bir resim çaktı beynimde; babam dokuz yaşındaydı, yoksul bir İtalyan kasabasında, babasının yalanlarından biriyle tuzağa düşmüş, yüzünde biraz önce gördüğüm ifade. Hüzün verici bir işti insanın yüzüne silinmemek üzere kazınan kırışıklıklar. Nefret ettim yüzünde gördüğüm hüzünden.
Sayfa 91
" Doğru olanı yap. Kendin için doğru olanı."
Sayfa 77
Reklam
Büyük bir keder çöktü göğsüme; allak bullak olur ağlamak istersiniz ya, öyle işte. Tanrım, ağlatma beni!
Sayfa 68
Mutfak. La cucina; annelerin gerçek vatanı, iyi cadının yalnızlığın çorak toprağındaki karanlık mağarası; ateşin üzerinde fokurdayan tatlı iksirleriyle, sihirli otlarıyla; biberiye, kekik ve keklikotuyla, delilerin akıllarını başlarına getiren nilüfer rayihasıyla bu mağara; kederlilere huzur, mutsuzlara neşe getiren bu iki metreye iki metre genişliğindeki küçük dünya...
Sayfa 54
Yalnız bir kasaba. Bütün vadi kasabaları böyleydi: umutsuz, gizemli bir şekilde kalıcı olmayan, hapsolmuş hayatlar; küçük tel örgülerin ve derme çatma kireç sıvalı duvarların ardına tıkılmış, karanlığa karşı barikat kurmuş, bekleyen insanlar. İleri geri salınırken kemiklerime sızan hüznü hissettim , insanoğlu için ; yaşlanan,sürelerinin dolmasını bekleyen annemle babamın evindeki yanlızlığın acısını.
Sayfa 49
495 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.