Üzümün Kardeşliği
John FanteLow Rated Üzümün Kardeşliği Reviews
You can find Low Rated Üzümün Kardeşliği quotes, low rated Üzümün Kardeşliği book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.Score
8.4Out of 10
159 syf.
7/10 puan verdi
Üzümün Kardeşliği
John Fante yine klasik yeraltı edebiyatının örneklerinden birini vermiş, bir "toza sor" olmasa da hayli başarılı bir eser koymuş ortaya. Farklı kitaplarındaki karakterler birbiri ile kesişmekte bazı kitaplarında. Açık dili ve yalın anlatımı yine başarılı.
159 syf.
8/10 puan verdi
Başarılı yazar Henry Molise, bir gün küçük erkek kardeşinden yaşlı ebeveynlerinin boşanmak istediğine dair bir telefon alır. Bunu önlemek için Henry, memleketi Colorado, San Elmo'ya gider ve kendisini çocukluğundan beri alıştığı aile evinin çılgınlığına tekrar karışmış halde bulur. Babası Nicholas, eskisinden daha da zorba ve kötü akışkanlıkları olan biridir. Her şeyden önce kardeşler arasında tuhaf melankolik bir hava vardır. Sürekli kıskançlıklarla boğuşan katı Katolik anne, bu arada evi yönetiyor ve kocasının aldatmalarına göz yummasa da bir şekilde kabulleniyor. Nicholas, oğlu Henry ile son bir kez bir tütsü odası inşa etmek istiyor. Her ne kadar isteksiz olursa olsun, yaşlı babasını yalnız bırakmaya gönlü razı olmuyor. İkisi dağda mümkün olan en kısa zamanda son bir şaheseri yaratmak amacıyla işe koyuluyorlar ve asıl hikâye işte tam da o zaman başlıyor.
Bir gerilim filmi kadar heyecanlı, komedi kadar komik ve drama kadar duygusal bir roman. Ailesini ve özellikle babasıyla olan sorunlu ilişkisini mizahi ama aynı zamanda melankolik bir şekilde anlatıyor. Fante, gerçeğe yakın ve ironik üslubuyla hikâyenin melodramatikliğe dönüşmesini engellemeyi başarıyor. Tıpkı hayatın kendisinde olduğu gibi çoğu zaman birbirine akan duygusal ve mizahi anlar arasındaki dengeyi mükemmel bir şekilde korumayı başarmış.
Kitabı büyük bir zevkle okudum, su gibi akıp gitti ve nasıl bittiğini anlamadım, bu tarz kitapları sevenlere kesinlikle tavsiye ediyorum.
Hasan Ali Toptaş’ın “Kuşlar Yasına Gider” romanının değerlendirme yazısını yazarken şöyle bir ifade kullanmıştım; “Bir zamanlar babasının otoritesi altında kalmış her erkek çocuk, babasının yaşlanma dönemi sürecinde bu akışı yaşar. O dağ gibi babanın giderek çocuklaşması ve gün gün erimesi iç yakıcı bir süreçtir. Bu süreci az ya da çok kendisinin
John Fante okumaya 2011 yılında başlamıştım. İlk okuduğum kitabı Bahara Kadar Bekle Bandini idi. Sonra yıllar süren bir Fante arayışı başladı bende. Kitaplarını bulmak kolay değildi. Hâlâ bir kısmının baskısı yok sanırım. Gittiğim her şehirde kitapçıları, sahafları gezdim. Sonunda tamamladım ama:) Türkçede on kitabı var Fante'nin. Onu da birbirinden güzel. En çok bilinen kitabı Toza Sor. O kitabın önsözünde Bukowski , "Fante benim tanrımdı" diyor. Ben o kadar iddialı konuşamam elbette ama çok büyük bir yazar olduğunu söyleyebilirim. Dili kullanışı, küçük gibi görünen olayları yoğun bir mizah ve hüzünle anlatması, ve her şart ve zamanda kaybetmeye mahkum oluşu kitapların vazgeçilmezleri. Fante'yi bu kadar büyük kılan sebeplerden biri de dilimize Avi Pardo gibi bir büyük ismin çevirmesi zannımca. Velhasıl nerde bulursanız hemen alın ve okuyun derim.. Selamlar saygılar...
John Fante ‘nin okuduğum ikinci kitabı “Üzümün Kardeşliği”.
Kitapta; yazar Henry Molise’ in kardeşinden gelen bir telefonla annesi ve babasının yaşadığı kasabaya gitmesi ve burada başından geçen olaylar anlatılıyor.
John Fante; kitaplarını kendi yaşamından esinlenerek yazıyor. Bunu hissediyorsunuz. Anlatımı yalın ve gerçekçi.
“Tanrım nereye kadar? Bu denli acımasızca cezalandırmak niye?”
Kitapta İtalya’ dan Amerika’ ya göç etmiş bir ailenin dramatik yaşam hikayesi ile karşılaşıyorsunuz ve Henry Molise’ in babası ile hesaplaşmasına tanıklık ediyorsunuz.
“Yatağı sevmedim. İki kişilikti, bu da yatağımı ihtiyarla paylaşmak zorunda kalacağım anlamına geliyordu. Canım sıkkın yatağa oturup kendimi içinde bulduğum açmazı düşündüm. O güne kadar bir kez bile uyumamıştım babamla. Birkaç el sıkışmasını saymazsak dokunmamıştım bile adama, şimdi de onunla aynı yatağı paylaşmak için en ufak bir istek duymuyordum.”
Taş ustası bir baba, tüm aileyi bir arada tutmaya çalışan bir anne ve dört kardeşin yaşamından bir kesit sunan Üzümün Kardeşliği; yazarın anlatımındaki doğallığı, gerçekçiliği ile sizi olayların içine çekebilen bir kitap.
“Babam! Ne hazineydi, nasıl da karıştırırdı ortalığı! Onun dehası da buydu, içinde yaşadığı dar dünyayı sarsmak.”
İyi okumalar…