Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Uzunharmanlar'da Bir Davetsiz Misafir

Sezgin Kaymaz

Uzunharmanlar'da Bir Davetsiz Misafir Hakkında

Uzunharmanlar'da Bir Davetsiz Misafir konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Kaçtınsa kaçmışındır, dönemezsin, denklem bu! Unutma, her korkuda binlerce eminlik vardır, göz karasında onca aydınlık mevcut... Meselesi hiç bitmeyen, Ankaralı Erzurumlu Teyze. Evinin direği, canının paresi horoz Rıza. Koca bekleyen Ayla, mümkünse hiç evlenmesin Leyla, başlarında hanım ağa Havvanım. Mahallenin beyi, âlemin abisi Beyabi. Kaporta boyada, ayar azarda dünya devi Kirkor Usta. Ve Aspendos. Ve Leyla. Ve Misafir. Ve hayat. Ve ölüm. Şımarmak bu kadar mı yakışmaz böyle bir ahuya? Musa tüm lükslerini, ailesinin servetini, diplomasını geride bıraktı. Uzunharmanlar'da en baştan, bir kez daha hayata başlayacak. Sanki hiç yaşamamış, sanki hep burada yaşamış gibi. Saniye kadar uzun, ömür kadar kısa bir konaklama olacak bu. Bir de komşular bu kadar tuhaf davranmasa, bir de evden böyle tuhaf sesler gelmese, bir de geceleri akmış makyajıyla şu düşmüş peri bir görünüp bir kaybolmasa... Sezgin Kaymaz hayat kadar fantastik bir öykü fısıldıyor bu kez. Var olmaya, yok olmaya, bir olmaya dair modern bir masal anlatıyor. Uzunharmanlar'da Bir Davetsiz Misafir, tekinsiz diyarlara edebi bir yolculuk. Gerçek arayışta... Önce bulacaksın, hakiki arama bulduktan sonra... Buldun mu? O zaman şimdi ara. Uzunharmanlar'da Bir Davetsiz Misafir, yazarlığının yirminci yılında Sezgin Kaymaz'ı bir kez daha keşfetmeye, dilin sınırlarını yoklamaya bir davet. (Tanıtım Bülteninden)
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 18 dk.Sayfa Sayısı: 328Basım Tarihi: Ekim 2017İlk Yayın Tarihi: 2004Yayınevi: April Yayıncılık
ISBN: 9786055162887Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Türler:
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 73.5
Erkek% 26.5
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Sezgin Kaymaz
Sezgin KaymazYazar · 17 kitap
Sinop (Erfelek) doğumluyum. 5 yaşıma kadar orada kaldım, babam bizi terk ettikten sonra 5 kardeş, bir de anne Konya'ya taşındık. İlkokulu ve Koleji (O zamanlar Maarif Kolejiydi) Konya'da bitirdim. 1980'de Hukuk okumak için Ankara'ya geldim. Sporla ilişkim okulla olan ilişkime ağır bastığı için üçüncü senemde Hukuk Fakültesinden ayrılıp Hacettepe İngiliz Dil Bilimine geçtim. Son sınıfa kadar okulun en başarılı öğrencilerinden biri olmayı bile becerdim. Son sınıfa dönemlik kaydımı yaptırmaya gittiğim gün Türkçe dersini alttan almam gerektiğini, çünkü çaktığımı söylediler. Ben de sinirlenip son sınıftan terk ettim. O arada öğrenci affı çıktı. 10 sene önce sıkılıp bıraktığım Hukuk Fakültesinin 10 sene önce yüzüne bile bakmadığım derslerine üç ay çalışarak hepsini verdim ve afla geri dönüp yeniden Hukuk öğrencisi oldum. Bir süre sonra sınıf arkadaşlarım işi abartıp bana "Amca" demeye başladıkları için tekrar sıkıldım ve tekrar bırakıp İngiliz Dil Bilimine döndüm. Çok şükür diplomamı aldım.  Spora cirit ve çekiç atarak başladım, daha sonra hentbolü seçip 31 sene boyunca antrenörlük yaptım. Araya sıkıştırdığım spor değil okul oldu her zaman. Bu süreçte Kulüp takımlarının yanı sıra Millî Takımları da çalıştırdım.  1990 senesinde günlük uyku ihtiyacımın 1-2 saati geçmediğini, hâttâ 3 saat uyuduğum zaman ertesi gün akşama kadar baş ağrısı çektiğimi fark ediverdim. Geceleri okumaktan sıkılınca da yazmaya başladım. Çok sevdiğim bir arkadaşım taslaklardan birini İletişim'e sızdırınca da Can KOZANOĞLU bana "yazar" dedi. O günden sonra spor dahil diğer bütün işler "araya sıkıştırılan" işler oldu. Yazmanın bu kadar hoşuma gideceğini bilseydim 31 sene top peşinde koşmazdım. Gerçi şu anda Voleybol Federasyonunda top kovalamaya devam ediyorum ama gecelerin bana kalan birkaç saatlik kısmı var. Orada yazmaya çalışıyorum.