İnsan kalbindeki uçurumları, o derinliklerdeki dehşet verici kötülük duygusunu ve nefretten gözü dönmüş bireyin ruhundaki karanlığı tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren
Honore de Balzac ’ın son romanlarından biridir. Unutulmaz karakterleri açısından da bir başyapıt olan Bette Abla, romanın baş karakteri ve çocukluğunda hor görüldüğü için, insanlara gizli bir hınç duyan ve sinsice öç alan, evde kalmış bir kadındır. Barones Hulot'un iyi yürekli kuzeni olarak herkesin sevgilisi haline gelen Bette Abla, çevresinde sırdaş ve dert ortağı gibi görünse de melek yüzünün altında nefretle yanıp tutuşan kötü bir kadın saklanmaktadır. Akrabalarına bağımlı bir şekilde yaşamak zorunda olan Bette, yaşama ve insanlara olan hıncını çevresindeki hayatları mahvedecek entrikalar çevirerek dindirmeye çalıştıkça, daha da şeytanileşmektedir.
༄
Geçen gün, epeydir niyetimde olan Bakırköy’deki sahafa gitme fırsatı yakaladım. Nadir’de gördüğüm devasa kitap havuzu ağzımı sulandırıyordu. Hemen her türden eser olmasının yanı sıra başta
Samiha Ayverdi olmak üzere benim aradığım kitaplar da oradaydı. Kitapla temas etmeyi seven ve fahiş kargo ücretlerinden ifrit olan ben çıkan bu fırsatı kaçıramazdım.