Hiç beklemediği bir anda başına gelen olaylara inanamıyordu; sanki bir kabusu yaşar gibiydi. Uygarlığın, rahat yaşamının merkezinden koparılıp alınmış, vahşetin kucağına fırlatılmıştı.
Yaşamın doruğunu belirten bir coşku anı vardır ve yaşam bundan öteye varamaz. Yaşamanın çelişkisi bu coşkunun gelişidir, geldiği kişi o anda en canlı anındadır; ama bu geliş aslında kişinin tümüyle yaşadığını unutması gibidir.