19. yüzyıl sonları. Kanada'nın kuzeyindeki Klondike'da, Altına Hücum başlar. Buzlarla kaplı Yukon'un acımasız doğa koşullarında, güçlü kızak köpeklerine talep artmıştır. Buck, Kaliforniya'da yaşadığı pastoral çiftlikten koparılıp kızak köpeği olarak yaban hayatına satılır. Buck'ın insanlardan ve öteki köpeklerden gördüğü zalimliğe ve vahşi doğaya karşı; soğuğa, açlığa dayanma, çevreye uyum ve hayatta kalma mücadelesi başlar. Sonuçta, uygarlığın yaldızlarından büsbütün sıyrılır, yaban âleminin saygın ve korkulu liderliği yoluna adım atarken, ilkel içgüdülere ve yabanıllıktan çıkardığı derslere bel bağlar.
Vahşetin Çağrısı, Jack London'ın en popüler yapıtıdır. Kitabın kahramanı bir köpek olduğundan, çoğu kez gençlik edebiyatı eseri tarzında sınıflandırılmakla birlikte; konunun olgunluğu, anlatım gücü ve eserin bilimselliği bakımından, yetişkinler için de değerli, zevkle okunan bir romandır. İçerdiği temel düşünceler, ancak sağlam ve yetenekli olanların hayatta kalabileceği tezi, yani doğal ayıklanma ve evrim teorisi, uygarlığa karşı doğa, kadere karşı özgür irade gibi yaşamsal konulardır.
Beyaz Diş isimli kitabı vermişti. O döneme rastlıyor 
Jack London ile tanışıklığım. Tanıdığım eski bir öğretmenim ile oturmuş bir gün sabahtan akşama kadar çevirmiştik kitabı. O kadar çok sevmiştim ki... (Bu sevgi ve proje o yıl İngilizce'yi geçmeme yetmedi. Ama
