Türkiye'nin II. Dünya Savaşı'na girmemesini Risale-i Nurların önlediğini iddia eden Said-i Nursi, Risale-i Nurlarına çekirgelerin, kuşların bile ihtiyaç duyduklarını; o okunurken gelip onu dinlediklerini ileri sürmüştür.
Akif akıldan, bilimden nasibini almamış cahil hocaları her
fırsatta eleştirmiştir. Örneğin Fatin Hoca'yla bir konuşmasında
"Müslümanlığın ve Müslümanların bugünkü zayıf hale düşmesinde
suçun, medreseler ve din alimlerinde olduğunu" belirtmiştir.
Fatin Hoca anlatıyor: "Hocalara da şiddetli hücumlarda
bulunurdu. Bir gün biz de
Akif'e göre Müslümanların içinde bulundukları cehaletin nedenlerinden biri de hurafelerdir. Falcılık, büyücülük, üfürükçülük, ölülerden yardım beklemek, çalışmadan kuru tevekkül vb. hep hurafedir ve bu hurafeler dini "maskaraya" çevirmiştir.
Yani Âkif, dini gerekçelerle resim sanatına karşı olanlardan değildir. Bu nedenledir ki kızı Suat Hanım'a, Nâzım Hikmet'in annesi Celile Hanım'dan resim dersleri aldırmıştır. Ayrıca Rus Yahudisi Feldman'a ve Celile Hanım'a portresini yaptırmıştır.