Vakıf serisinde, her kitap bir öncekinden daha etkileyici. Serinin dördüncü kitabı olan “Vakıf’ın Sınırı” da ilk üçünden çok daha şaşırtıcı olaylar içeriyor.
Çeşitli tehlikeler atlatan ve Hari Seldon’un planına sadık kalan Vakıf bu sefer çok daha farklı güçlerle mücadeleye giriyor.
Birinci Vakıf’ta Encümen üyesi olan Golan Trevize ve tarihçi Janov Pelorat, Belediye Başkanı Branno tarafından varlığından şüphelenilen İkinci Vakıf’ın dikkatini çekmek için uzaya sürgün edilir. Ancak yolculukları çok farklı sonuçlar doğuracaktır. Varlığı hiçbir galaktik kayıtta geçmeyen, Sayşel gezegeninde efsane olarak anlatılan ve varlığına inanılan, Katır zamanında bile ele geçirilmesi düşünülemeyen, insanlığın ilk yuvası Gaia...
Gaia, bireysel zihnin yerini toplumsal bilincin aldığı bir gezegendir. Hatta yüzyıllar önce Vakıf’ı ele geçiren “Katır”ın bu gezegenden olduğuna inanılmaktadır. Trantor’da bulunan İkinci Vakıf ise bu olaylara kayıtsız kalamaz. Birinci konuşmacı olmak isteyen Stor Gendibal Trevize’nin seyahatinden haberdar olur ve bu durumu İkinci Vakıf için bir tehdit olarak görerek onun ardına düşer.
Oldukça hırslı olan bu üç isim; yani Başkan Branno, üye Trevize ve konuşmacı Gendibal, Gaia’nın kollektif zihin gücü sayesinde, karşı karşıya gelir ve yeni bir “Seldon Krizi” yaşanır.