Artaud, intihar ederek yaşamına son veren van Gogh'un aslında toplumun kurbanı olduğunu düşünüyordu. Onun engin düşünce akışının ve yaşamı görme şeklinin toplum tarafından anlaşılamadığını, anlaşıldığı durumlarda da tehdit olarak algılandığını, bu yüzden de toplumsal bir denetim mekanizması olarak psikiyatri'nin cenderesine sokulduğunu ileri sürüyordu.